Skip to main content

Arab – Turkish Dialogue Forum

Arab – Turkish Dialogue Forum, held between 21-22 November 2009, in Istanbul, was a joint initiative of Istanbul Kultur University – Global Political Trends Center (IKU/GPoT), Centre for Arab Unity Studies (CAUS) and Arab Democracy Foundation (ADF).


The Forum aimed to bring prominent opinion leaders, diplomats, journalists, academicians across the Arab countries and Turkey to critically evaluate the main parameters and dynamics that influence the relations. The Forum also intended to elaborate the economic, politic, military, cultural and social aspects of bilateral relations between the Arab countries and Turkey, through a series of sessions during the two full days. 


The Forum identified six pillars for sustainable relations between the relevant parties: 

  •  Strategic perspectives for Arab-Turkish relations; 
  • Political cooperation and coordination in regional and international spheres; 
  • Future horizons of Arab – Turkish economic relations;
  • The question of identity;
  • Religious trends; and 
  • Military and political authority.


For each identified pillar, the participants have examined the status quo and looked at the potential areas of cooperation in the upcoming period. The participants also identified the core problems in the relations so as to discuss the alternative reform paths and possible suggestions for the future. In this way, it was possible to share best practices and success stories from different countries.


During the sessions, the theme of the “regional ownership” role of Turkey regarding the problems in the Middle East region was frequently emphasized by the participants as an important parameter for the relations. Although the contributors acknowledged on the impossibility of changing the history of identities, the opportunity to open a new page in relations and to show greater understanding and sympathy for each other was welcome across the board. The problems regarding the water resources and the energy were also underlined, while the positive evolution of the problem-solving mechanisms in these fields was emphasized. 


The role of civil society on the bilateral relations was another important parameter that was mentioned. The cooperation between Arab and Turkish universities was suggested as an innovative way of furthering relations. 


Another common denominator between the participants was the necessity to ensure the spill-over effect of such Forums on neighbouring areas, such as economic forums (with the participation of business circles), and cultural initiatives (already deepened via the Turkish series widely followed by Arab people). The strategic cooperation was an important point of reference during the sessions. For instance, the newly-formed High Level Strategic Cooperation Councils between Turkey-Syria and Iraq were mostly welcomed. In other terms, due to the interlocked regions in the Middle East, it would be necessary to facilitate the relations between the parties on a multilateral basis by benefiting from all possible channels of action. 


Research studies on identity as well as on collective memory, screening of history books to remove mutual prejudices, and learning of each other’s languages were other suggestions brought up during the brain-storming sessions. It would also be of utmost necessity to establish links between the State and the civil society for ensuring the sustainability of such cooperation.

------------

Türk-Arap Forumu

21-22 Kasım 2009 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşen Arap-Türk Diyalog Forumu, İstanbul Kültür Üniversitesi - Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (IKU/GPoT)...

21-22 Kasım 2009 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşen Arap-Türk Diyalog Forumu, İstanbul Kültür Üniversitesi - Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (IKU/GPoT), Centre for Arab Unity Studies (CAUS - Arap Birliği Çalışmaları Merkezi) ve Arab Democracy Foundation'ın (ADF - Arap Demokrasi Vakfı) ortak girişimidir. 
Söz konusu Forum, gerek Arap ülkelerinden gerekse Türkiye'den başlıca kanaat önderleri, diplomatlar, gazeteciler ve akademisyenleri bir araya getirerek, ilişkileri belirleyen parametreleri ve dinamikleri masaya yatırmayı amaçlamıştır. Forum, ayrıca, iki gün süren bir dizi oturum aracılığıyla, ikili ilişkilerin ekonomik, siyasi, askeri, kültürel ve sosyal boyutlarını da ele almayı hedeflemektedir. 
Forum, ilgili tarafların sürdürülebilir bir ilişkiler sistemi kurabilmesi için başlıca altı saçayağı tespit etmiştir: 

  • Arap-Türk ilişkilerinde stratejik perspektifler; 
  • Bölgesel ve uluslararası alanlarda siyasi işbirliği ve eşgüdüm; 
  • Arap-Türk ekonomik ilişkilerinin gelecek öngörüleri;
  • Kimlik sorunu;
  • Dini eğilimler; ve
  • Askeri ve siyasi otorite. 


Belirlenen her sacayağı özelinde, katılımcılar, mevcut statükoyu mercek altuna almış ve önümüzdeki dönemde olası işbirliği alanlarına dikkat çekmiştir. Katılımcılar, ayrıca, ileride olası alternatif reform adımlarını tartışmak ve geleceğe yönelik önermelerde bulunmak amacıyla, ilişkilerdeki başlıca sorunları da tespit etmiştir. Böylelikle, farklı ülkelerdeki en iyi uygulamaları ve başarı öykülerini paylaşmak mümkün olmuştur. 

Oturumlar boyunca, Türkiye'nin Orta Doğu coğrafyasındaki sorunlara ilişkin "bölgesel sahiplenme" rolü, katılımcılar tarafından sıklıkla mevzu bahis edilmiş; ikili ilişkilerdeki önemli bir parametre olarak tespit edilmitşir. Oturumlara katkıda bulunanların, kimliksel aidiyete dair arka planların değiştirilmesinin imkansızlığının bilincinde olmalarına rağmen, ilişkilerde yeni bir sayfa açılması ve birbirine karşı daha büyük bir anlayış ve empati ortamı yaratılması için gerekli fırsatın doğmakta olduğu konusunda ortak bir kanı geliştirilmiştir. Su kaynakları ve enerji gibi alanlardaki sorunlar da vurgulanmış; bu konulardaki pozitif sorun-çözme mekanizmalarının oluşturulduğuna dikkat çekilmiştir. 

İkili ilişkilerde sivil toplumun rolü de, sözü edilen bir başka parametre olarak toplantı gündeminde yer almıştır. Arap ve Türk üniversiteler arasında akademik düzlemde ilişkilerin geliştirilmesi, yenilikçi bir çözüm önerisi olarak dikkat çekmiştir. 

Katılımcılar arasında bir diğer ortak payda ise, benzeri Forumlar, benzer alanlarda da yayılma etkisiyle oluşturulması olmuştur. Söz konusu forumlara örnek olarak, iş çevrelerinin katılımıyla ekonomik forumların düzenlenmesinden, zaten Türk dizilerinin halihazırda Arap izleyiciler nezdinde yaratmış olduğu sempatinin de kullanılmasıyla kültürel girişimlerin üstlenilmesi verilebilir. Oturumlarda referans noktası olarak alınan bir diğer konusu ise, ilişkilerdeki stratejik işbirliği ortamı olmuştur. Örneğin, göreceli olarak yakın bir zamanda Türkiye-Suriye ve Irak arasında kurulan Yüksek Düzey Stratejik İşbirliği Konseyleri, olumlu karşılanmaktadır. Öte yandan, Orta Doğu coğrafyasındaki bölgelerin içiçe geçmişliğinden dolayı, ilişkilerin mevcut tüm eylem kanallarının kullanılmasıyla çok-boyutlu bir çerçevede ele alınıp kolaylaştırılması yerinde olacaktır. 

Kimlikler ve ortak bellek alanlarındaki araştırma çalışmaları, karşılıklı önyargıları yıkmaya yönelik tarih kitaplarının taranması, Arapça ve Türkçe dil öğreniminin yaygınlaştırılması gibi diğer önerilerin getirildiği "beyin fırtınası" mahiyetindeki oturumlarda, ayrıca, söz konusu işbirliği ortamının sürdürülebilirliğinin sağlanması için Devlet ve sivil toplum arasında bağların kurulup güçlendirilmesi gereğine de işaret edilmiştir.