Bağış: Kıbrıs'ta asker çekilmesi gerekiyorsa çekeriz | haber7.com
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs'taki güvenlik sorununun Türkiye'nin Avrupa Birliğine katılımıyla ortadan kalkacağını belirterek, "Kıbrıs'ta çözüm askerlerin çekilmesini gerektiriyorsa askerleri çekeceklerini" söyledi.
Bağış, İstanbul Kültür Üniversitesinin araştırma merkezi "Global Political Trends Center" ve TESEV'in organizasyonuyla 27 Şubatta İstanbul'da Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecilerle görüşmesinde yaptığı açıklamalar, bugün Rum gazetelerinde yer aldı.
Rum Politis gazetesindeki habere göre Egemen Bağış, "Kıbrıs'ta çözüm askerlerin çekilmesini gerektiriyorsa askerleri çekeceklerini" ifade etti.
"Kıbrıs sorununun çözümü durumunda askerin rolünün ne olacağı" sorusuna karşılık Bağış, Türk heyetinin Bürgenstock'ta, Türk askeri sayısını 650'ye, Yunan askeri sayısını da 950'ye indiren Annan planını onayladığını anımsattı. Bürgenstock'taki Türk heyetinde orduyu temsilen Deniz Kuvvetlerinden bir üyenin de bulunduğunu ve üstleriyle konuşarak onay aldığını anlatan Bağış, Türk ordusunun zor bir karar olmasına karşın Annan planını kabul ettiğini belirtti.
Habere göre Bağış, "Kabul edilmiş olsaydı Annan planının 5. yıl dönümünde adadaki asker sayısının sıfırlandırılması için şu anda referandum yapılması mümkün olacaktı" ifadesini kullandı.
Bağış, askerlerin çekilmesine ilişkin yeni bir referandumla ilgili öngörü bulunmadığını, bunun ancak tüm tarafların rızasıyla mümkün olduğunu söyledi.
"ALTIN FORMÜL, TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ"
Kıbrıs'taki güvenlik sorununun Türkiye'nin AB'ye katılımıyla ortadan kalkacağını kaydeden Bağış, iki tarafta da korkular bulunduğunu ifade etti.
Bağış, "Eğer Kıbrıslı olsaydım, gerek Türk, gerek Rum, Türk Başmüzakerecisinden daha çok Türkiye'nin AB ile olan müzakereleri lehine çalışırdım" diye konuştu.
Bağış, en iyi çözümün, yani "altın formülün" Türkiye'nin AB'ye katılımı olduğunu, çünkü bunun otomatik olarak tüm endişeleri, şüpheleri, korkuları geçersiz hale getireceğini belirtti.
Bağış, Türkiye'nin AB'ye üye olduğu gün herkesin aynı çizgide yaşayacağını, ortak çıkarların bilincinde olunmasının zamanının geldiğini kaydetti.
Zamanın geçmesine karşın iyimser olduğunu, Kıbrıs sorununun çözümü için şu anda bir fırsat bulunduğunu söyleyen Bağış, Ankara, Atina ve Kıbrıs'taki iki tarafta samimi olarak çözüm isteyen liderler bulunduğunu ifade etti.
"KIBRIS SORUNU KULLANILIYOR"
Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB üyeliğini istemeyen bazı ülkeler tarafından kullanıldığını, birçok ülkenin Türkiye'nin katılım sürecini engellemek için "Kıbrıs"ın arkasına saklandığını kaydeden Bağış, bunun "Kıbrıs sevgisinden" değil, "AB'nin bazı kurucu üyelerinin yeni bir ülkenin Avrupa Parlamentosunda çok sayıda sandalyeye sahip olmasını istememesinden" kaynaklandığını vurguladı.
Yunanistan ile Türkiye'nin askeri harcamalarına da değinen Bağış şöyle konuştu:
"Düşünün ki eğer iki ülke eş zamanlı olarak savunma için çok para harcamayacağına karar verirse; Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs çok parayı tasarruf edecek. Yunanistan denizaltı aldığı zaman, Türkiye de denizaltı alıyor. Yunanistan uçak aldığı zaman, Türkiye de alıyor. Türkiye tank aldığı zaman, Yunanistan da alıyor. Hepsi donanım için harcanıyor. Harcamaları yeni okullar, çocuklarımız için yeni bilgisayarlar, yeni yollar, hava limanları, hastanelerin inşa edilmesi için ayırsak daha iyi olurdu. Bunlar insanlarımızın ihtiyacı olduğu şeyler. Uyanmamızın zamanıdır."
KKTC'DEKİ SEÇİMLER
KKTC'de 18 Nisanda yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerine de değinen Bağış, gazeteye göre, "Kuzey'deki seçimlerin bir sorun olduğunu" söyledi.
Haberde, Bağış'ın, seçimleri Eroğlu'nun kazanması halinde de müzakerelerin süreceğini, ancak durumun "karmaşık hale geleceğini", Eroğlu'nun aynı düzeyde bilgi ve tecrübeye sahip olmasının, ayrıca Rum yönetimi lideri Dimitiris Hristofyas'a güvenmesinin zaman alacağını kaydettiği belirtildi.
Egemen Bağış, "Eroğlu gerçekten ilerlemeye hazır olduğunda ise, Kuzey'de bir başka seçim olacak ve o zaman da belki olayı öğrenmesi için bir başka lideri bekleyeceğiz" ifadesini kullandı.
Nisan ayına kadar Kıbrıs sorununa ilişkin sonuç alınması temennisinde bulunan Bağış, iki liderin, tüm ayrıntıları, ne yapıp ne yapamayacaklarını, toplumları tarafından neyin kabul edilebilir olduğunu bildiğini söyledi.
ERDOĞAN'IN HRİSTOFYAS'LA GÖRÜŞMEMESİNİN NEDENİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hristofyas ile Kıbrıs sorununu ele almak için görüşmeyi kabul etmemesinin nedeninin sorulması üzerine Bağış, "Bu güzel adada güneş her sabah doğduğu zaman iki farklı cumhurbaşkanının faaliyet gösterdiği iki farklı hükümet, iki farklı demokrasi, iki farklı parlamento, iki farklı eğitim sistemi doğar. Bu bir gerçektir" diye konuştu.
İki cumhurbaşkanına atıfta bulunduğunu, çünkü bunların seçimle geldiğini belirten Bağış, "Seçilmiş liderler... Türkiye ve Yunanistan'dan atanmadılar, halkları tarafından seçildiler. Bu nedenle onların eşit olarak karşılanması gerekir" dedi.
ALİTHİA'DAKİ AÇIKLAMALAR
Alithia gazetesine göre de Bağış, Türkiye'nin Annan planına onayını, Türkiye'nin NATO'ya katılma kararının ardından Türk dış politikası tarihindeki en büyük düzenleme olarak niteledi.
Ankara Protokolüne ilişkin olarak da Bağış, AB'nin sözünü tutması, doğrudan ticaret için verdiği sözü hayata geçirmesi halinde, Türkiye'nin limanlarını ve hava limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmaktan mutlu olacağını yineledi.
Birçok ülkenin Tayvan'ı tanımadığını, ancak bu ülkeyle ticari ilişkiye sahip olduğunu ifade eden Bağış, AB'nin belirli ülkelerinin doğrudan ticaret, Ercan'a veya Kuzey Kıbrıs'a uçuş yapabileceğini belirtti.
Bağış, Türkiye'nin limanları açmasının tanıma anlamına gelmeyeceğini, limanların zaten 1987'ye kadar açık olduğunu da anımsattı.
"KIBRIS SORUNU ÜYELİK SÜRECİNDE ENGEL"
Egemen Bağış, Kıbrıs sorununun AB üyelik sürecinde engel teşkil ettiğini, bununla birlikte bu sorunun Türkiye'de herhangi bir politikacı tarafından sadece AB için kurban edilmesinin beklenmemesi gereken hassas bir konu olduğunu belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk-Yunan ilişkilerini güçlendirmeye çaba gösterdiğini ve birçok şeyin başarıldığını söyleyen Bağış, Kardak krizine ve Ege'deki birkaç metre için savaşın eşiğine gelindiğine atıf yaptı.
Bağış, o zamandan bugüne kadar Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin vardığı noktanın kendi başına büyük bir başarı olduğunu belirtti. Hava koridorlarının 2'den 11'e çıkması, çifte vergilendirmeden kaçınılması için anlaşma imzalanması, her iki taraftaki özel sektörden yatırımcıların cesaretlendirilmesi ve Yunanistan Milli Bankasının Türkiye'ye gelmesini örnek gösteren Bağış, Türk şirketlerinin Atina'da Türk lokantaları açtığını ve baklava sattığını da söyledi.
Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun seçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Bağış, Kıbrıs sorununa sağlanacak çözümün er ya da geç Türkiye'yi AB'ye iteceğini kaydetti.
"TÜRKİYE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR"
Türkiye'nin, Afganistan-Pakistan, Bosna-Sırbistan, Rusya-Gürcistan, Filistin-İsrail-Suriye arasında arabuluculuk yaparak önemli bir rol oynadığına işaret eden Egemen Bağış, tüm bu uluslararası anlaşmazlıklara çözümler bulmaya çalışırken, Kıbrıs sorununu çözememelerinin utanç verici olduğunu belirtti.
Bağış, ancak tango için iki kişiye gereksinim bulunduğunu, herkesin Başbakan Erdoğan'ın "bir adım önde" şeklindeki tezine bağlı olduğunu bildiğini söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın bulacakları ve halklarını ikna edecekleri bir çözüme Türkiye'nin, siyasi eşitliğe dayalı olması ön koşuluyla tam destek vereceğini belirten Bağış, "Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların kabul etmesi mümkün herhangi bir çözümde, Türkiye orada olacak" dedi.
Bağış, "Hristofyas ile görüşme yapılıp yapılmayacağı" yönünde yinelenen soru üzerine, "Kıbrıs'taki iki toplum lideri dönüşümlü başkanlık konusunda anlaşmaya varırsa, o zaman Başkan ve Başkan Yardımcısı ile ayrı ayrı görüşülmesinde herhangi bir sorun olmaz" ifadesini kullandı.
Adada daimi bir çözümle ilgili net bir belirti olması durumunda, Türk ordusunun ne kararı bloke edeceğini, ne de çözümü engelleyeceğini söyleyen Bağış, Türk ordusunun geçici çözüm değil, daimi bir çözümün ve sürekliliğin olacağının teyit edilmesini istediğini kaydetti.
Bağış, "şu anki bir fırsatın kaybedilmesi durumunda başka bir çabanın ne kadar zaman alacağını bilmediğini" sözlerine ekledi.