Kafkaslar'ın en "hip" caz kulübü | İpek Yezdani | Milliyet
Ermenistan sınırı açılır mı açılmaz mı bilemiyorum, ancak Ortadoğu ve Kafkaslar'ın en 'hip' caz kulübünün nerede olduğunu artık biliyorum: Sınırın öte yanında, Ermenistan'ın tam ortasında.
Malkhas, başkent Erivan’ın merkezindeki Puşkin Caddesi’nde iki katlı bir caz kulübü, üst katında bar, alt katında caz orkestralarının sahne aldığı bir platform ve 250 kişi kapasiteli restoran kısmı bulunuyor. Mönüsünde biftekten makarnaya kadar çok çeşitli yemek seçenekleri var. İçki seçenekleri de çok fazla, ancak benim tavsiyem tabii ki de ‘Naira’ marka Ermeni konyağı!
Kulübün en önemli özelliklerinden biri de aynı zamanda çok sayıda CD ve kitaptan oluşan çok geniş bir caz kütüphanesine sahip olması. Üç yıl önce açılan kulüp şu anda Erivan’ın da en trendi mekanı haline gelmiş.
Kulübün sahibi Levon Malkhasyan, 65 yaşında bir caz üstadı. Kulübe adını veren Malkhas; Ermenistan’da ‘cazın babası’ olarak biliniyor. Gerçekten de tanıdığım ünlüler arasında ‘Orhan Baba’dan sonra bu lakabı en çok hak eden kişi Malkhas. Sigara içişinden piyanonun başına geçişine, gülümseyişinden piyanonun tuşlarına kendinden geçercesine vuruşuna kadar Malkhas’ın her hareketinde ‘Babalığın’ izlerine rastlamak mümkün.
Putin ve Medvedev de hayranı
Karizması kendinden önde giden Malkhas, Erivan’ın ilk caz trio’sunu kurmuş, dünyada sayısız caz festivaline katılmış, sayısız ülkede konser vermiş bir müzisyen. Her ne kadar biz burada kendisini tanımasak da ünü sınır ötesine taşmış. Zaten kulübünün duvarlarını da Malkhas’ın Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve bilimum devlet adamıyla çekilmiş fotoğrafları süslüyor.
Türk gazeteci-akademisyen heyeti olarak Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (GPOT) ve Ermenistan merkezli Avrasya Ortaklık Vakfı’nın davetiyle gittiğimiz Erivan gezisinin en renkli kısmını da kuşkusuz Malkhas’ta geçirdiğimiz gece oluşturdu. Normalde gece 02.00’de kapanan kulüpte bir gecede birkaç orkestra art arda sahne alıyor. Malkhas, kulüpte hem profesyonel hem amatör gruplara yer verdiğinden şansınıza kafasına göre takılan genç müzisyenler de çıkabiliyor, Kasım ayında kulüpte konser veren Grammy ödüllü George Benson gibi ABD’li müzisyenler de...
Erivan’da country caz!
İşte bizim de şansımıza önce kromatik armonika çalan genç bir müzisyenin, Artak’ın solistliğini yaptığı ve ‘country caz’ benzeri bir müzik yapan orkestra çıktı. Ama ne müzik! Yerinizde durmanız mümkün değil. Hepimizi kendisine hayran bırakan grup ara verdiğinde soluğu yanlarında aldım.
Armonikacı Artak’a yaklaşıp “Ne kadar güzel çaldınız, tebrik ederim” dedim. Tanıdığım hemen her iyi müzisyen gibi o da kısa cümleler kurup az konuşuyordu, son derece ‘cool’ bir şekilde “Teşekkür ederim” deyip sustu. O sormadığı halde “Biliyor musun biz Türkiye’den geldik” dedim, Artak ise sakinliğinden ödün vermeden “Ne kadar güzel” dedi. Üzerine gitmeye kararlıydım, bu kez “Türkler hakkında ne düşünüyorsun, bizi seviyor musun?” şeklinde provokasyon -saçmalama karışımı bir soru yönelttim kendisine. Hınzırca gülerek “Benim kalbim çok büyüktür, kalbimde herkese yer var” dedi. Aramızda geçen diyaloğun absürtlüğünü ikimiz de kavramış olmalıyız ki aynı anda gülmeye başladık.
“Love from Turkey!”
İkinci grubun tarzı ise daha deneyseldi. Caz müziğinde ‘Scat singing’ dedikleri anlamsız hecelerle şarkı söyleme tekniğini kullanarak ağzıyla enstrüman sesi çıkaran solisti, kelimenin tam anlamıyla ağzı açık dinledik. Gecenin sonunda tüm ihtişamıyla ve ağzından düşürmediği sigarasıyla ‘baba’ sahne aldı. Kapanış saati 02.00 olan kulüpte saatlerimiz 03.00’ü gösteriyor, Malkhas çalıyor, biz beşinci konyağımızı içiyorduk.
Son olarak kulüpten ayrılırken Artak’a “Pazar günü nerede çıkıyorsunuz, durun not edelim, oraya da geleceğiz” diye sorduğumuzu ve benim kulübün duvarına “Love from Turkey-especially to Artak and Malkhas!” (Türkiye’den sevgiler- özellikle de Artak ve Malkhas’a!) yazdığımı hatırlıyorum. Gerisi bulanık, günlerce süren uykusuzluğun ardından sabahın saat 04.30’unda bindiğimiz “yurda dönüş” uçağında, “Şu sınır bir an önce açılsa da Kars’a uçup Malkhas’a karayolundan gidip gelsek” diye sayıkladığımı hayal-meyal hatırlıyorum.