Skip to main content

"Çözüm gelecek kuşaklara borcumuzdur" | HaberHavadis.com

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs müzakerelerindeki yapıcı ve samimi çabalarını desteklediklerini ifade ederek, "Eylül 2008'de başlayan müzakereleri sonuç alıcı şekilde hızlandırmak için zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kıbrıs'ta çözüm gelecek kuşaklara da borcumuzdur" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Kültür Üniversitesinin araştırma merkezi "Global Political Trends Center" ve TESEV'in organizasyonuyla 27 Şubatta İstanbul'da Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecileri kabul etti.

Görüşmeye, KKTC'den Yenidüzen gazetesi yazarı Aysu Basri ve Havadis gazetesi yazarı Hasan Hastürer, Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Politis ve Yunanistan'da yayımlanan Elefterotipiya gazetelerini temsilen Makarios Drusiotis, Alithia gazetesini temsilen Katherina İliadi ve Cyprus Mail gazetesini temsilen Stefanos Evripidu katıldı. Toplantıda, Güney Kıbrıs-AB Müzakere Grubu Başkanı Takis Hacidimitriu ile EDİ partisi Başkanı Praksula Andoniadu da yer aldı. Grup, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile de görüştü.

Gazeteci Hasan Hastürer'in köşesinde aktardığına göre, Kıbrıs sorunun çözümü için desteklerinin devam ettiğini bildiren Başbakan Erdoğan, "Kıbrıs sorununa çözüm çabaları çok önemli bir noktaya gelmiştir. Bu noktada gazeteci ve kanaat önderlerine önemli görevler düşüyor. Adada çözüme kavuşulması, Doğu Akdeniz'in istikrar ve işbirliği sahasına dönüşünü sağlayacak ve bundan herkes kazançlı çıkacaktır" diye konuştu.

ÇÖZÜMÜN ÇERÇEVESİ

"Bir çözüm bulunsa da Türkiye'nin bunu uygulayamayacağı" yönünde birtakım spekülasyonlar yapıldığına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şunu sizlere samimiyetimle ve tüm açıklıkla ifade etmek isterim: Kurulacak yeni ortaklık, adada iki liderin çözüm müzakerelerinin çerçevesini oluşturan 23 Mayıs 2008 tarihli ortak açıklamalarındaki mutabakatlarına uygun şekilde bulunacaktır. Bu çerçevede iki kesimli, iki toplumlu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekilde siyasi eşitlik temelinde federasyon olacaktır. Bu ortaklık içerisinde tek uluslararası kimliğe sahip federal hükümetin yanı sıra eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk kurucu devleti ve bir Kıbrıs Rum Kurucu Devleti olacaktır. Türkiye'nin desteklediği çözüm çerçevesi işte budur. Herhangi bir spekülasyona burada gerek yoktur. 2004 BM kapsamlı çözüm planları referandumuna giden süreçte olduğu gibi Kıbrıs Türk tarafının yapıcı ve samimi çabalarını destekliyor, Eylül 2008'de başlayan müzakereleri sonuç alıcı şekilde hızlandırmak için zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kıbrıs'ta çözüm gelecek kuşaklara da borcumuzdur."

"BİR LİDER İÇİN CİDDİ BİR RİSK"

Başbakanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs yoğunlaştırılmış müzakereleri öncesinde, 4 Ocakta sunduğu önerileri, seçim öncesi "büyük bir siyasi fedakarlık" olarak niteledi ve "bu adımın Rum tarafınca samimi ve yapıcılıkla değerlendirilmesini beklediklerini" kaydetti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son olarak 4 Ocakta Cumhurbaşkanı Sayın Talat'ın sunduğu paket uzlaşı önerisi süreçte gerçek bir atılım şansı teşkil etmiştir. Yönetim ve Yetki Paylaşımı başlığının kapatılması ve diğer müzakere başlıklarında somut ilerlemeler sağlanarak bir kapsamlı çözüm anlaşmasının yolunun açılabilmesi için bu şans iyi değerlendirilmelidir. Sayın Talat bu paket içerisinde Kıbrıs tarihinde ilk defa çapraz oylamayı kabul etmeyi önermiştir. Bunun kıymetinin bilinmesi gerekir. Bu adım, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Sayın Talat ve Kıbrıs Türkleri için kuşkusuz büyük bir siyasi fedakarlık gerektirmiştir. Zira bir taraftan seçime gidiyorsunuz, seçime giderken bu ikili çalışmaları ve görüşmeleri devam ettiriyorsunuz. Bu aslında bir lider için böyle bir dönemde ciddi bir risktir. O nedenle bu adımın Rum tarafınca da aynı samimiyet ve yapıcılıkla değerlendirilmesi bizim de haklı beklentimizdir."

RUM MECLİSİNİN GARANTİLER KARŞITI KARARI

Kıbrıs Rum yönetimi meclisinin garantiler karşıtı kararını da eleştirerek, bunun zamansız ve çözüme vurulan bir darbe olduğunu vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:

"Müzakerelerde gündeme bile gelmediği sırada Garanti ve İttifak anlaşmalarına karşı Rum meclisinin 18 Şubatta oybirliğiyle kabul ettiği karar, zamansızdır ve çözüme darbe vurmuştur. Bunu anlamak mümkün değildir. Bu karar, esasen 1960 anlaşmalarının çok taraflı, tüm adaya yönelik ve temel nitelikli uluslararası anlaşmalar olduğunu görmemezlikten geliyor ve aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin garantileri vazgeçilmez gördükleri gerçeğini de göz ardı ediyor. Nitekim KKTC Cumhuriyet Meclisi, 24 Şubattaki kararıyla hem çözüm sürecine desteğini, hem de garantilerin Kıbrıs Türk halkı tarafından hayati önemde olduğunu bir kez daha vurgulamıştır."

RUM KESİMİNİN ENGELLEMELERİ

Rum gazeteci Makarios Drusiotis'in, Türkiye'nin Rum toplumundaki imajını düzeltmek için "yeni açılımlar düşünüp düşünmediği" sorusu üzerine Erdoğan şunları kaydetti:

"Şimdi ben samimi bir şeyler söyleyeyim: Bakınız, biz şu anda devamlı sabır çekiyoruz. Mesela Rum kesiminin Eğitim ve Kültür faslının açılmasını engellemesini, Güney Kıbrıs Rum yönetimi neyle izah edecek? Her şey hazır. Ama buna rağmen engellendik. Bir başka olay, Enerji faslı. Enerji faslıyla ilgili bir Türkiye olarak her şeyi hazırladık, her şey bitmiş durumda. Şu anda Nabucco konusunda bir şeyler yapılmışsa bunu yapan sadece biziz ve atılacak herhangi bir adım kalmış değil, her şey bitmiş vaziyette. Fakat Güney Kıbrıs'a bu da takılıyor. Şimdi bunları neyle izah edeceksiniz?

Bakınız biz Yunanistan'a, Yunanistan bizim dostumuz diye, doğal gaz konusunda en ufak bir engel çıkarmadık. Talep oldu, mevcut doğal gazımızdan Yunanistan'a hemen verdik. Aynı şekilde İtalya'ya da... Niye? Dostluk böyle olur, başka türlü dostluk olmaz. Bunu yapmamız lazım. Bizler dostlarla dayanışma içinde olmayacağız da kimlerle dayanışma içinde olacağız? Yani ben buradan bağırdığım zaman biliyorum, Yunanistan duyar. Yunanistan seslendiği zaman da biz duyarız. Öyleyse bir rahatsızlığımız varsa biz birbirimizin kapısını çalacağız. Bunu bu hale getirmemiz lazım."

SİLAHLANMA YARIŞI

Dostlarına, silahlanma yarışını bırakıp dostluğa, kardeşliğe ve barışa yatırım yapma çağrısında bulunan Erdoğan, Yunanistan'ın silahlanma faaliyetlerine ve ekonomik krizine atıf yaparak şöyle devam etti:

"Geçmişte şu olmuş, bu olmuş... Bunları artık bırakalım bir tarafa. Biz geleceği nasıl inşa edeceğiz, bunu konuşalım. Ama eğer biz Yunanistan–Türkiye silahlanma yarışı içinde olursak bu bizi barışa götürür mü? Ondan sonra Yunanistan ekonomik krizin içine girer. Eee bu kadar silahlanma yarışına girersen, girersin ekonomik krize...

Şu anda dünyanın savunmaya harcadığı para bir trilyon dolar. Ve dünyadaki kriz geldi, Yunanistan'ı da vurdu. Kısmen bizi de vurdu, ama bizim ciddi anlamda etkinlenmemiz söz konusu değil. Yere sağlam bastık. Bu noktada Maastricht kriterlerinden de taviz vermedik.

Şimdi biz dostlarımıza diyoruz ki, silahlanma yarısını boş verin, bunlarla uğraşmayın. Bunlar kaybettirir. Yatırımı hep beraber insana yapalım, barışa, dostluğa, kardeşliğe yapalım..."

"ÇÖZÜM İÇİN BURADAYIZ"

Rum Politis gazetesi, Başbakan Erdoğan ile görüşmeyi manşetten ve iç sayfalarından "Çözüm zamanı... İmzamıza saygı göstereceğiz... Çözüm için buradayız... Büyük fırsat... Bundan daha net konuşamam... Meclisin bildirisi vakitsiz... Gizli ajandam yok" cümleleriyle aktardı.

Haberde, Rum gazetecilerin ilk kez Türkiye başbakanıyla yüz yüze görüştüğü, ilk kez Türk başbakanının Kıbrıs Rum medyası aracılığıyla Kıbrıslı Rumlara mesaj gönderdiği belirtilerek, Erdoğan'ın "çözümün uygulanmasını da taahhüt ettiği" kaydedildi.

"ASKER... BİR SÜRE SONRA"

Politis'in haberine göre Başbakan Erdoğan, adadan asker çekilmesiyle ilgili olarak şöyle dedi:

"Askerin geri çekilmesi konusunda ise daha önce konuşmuştuk. Daha önce de söylediğimiz gibi, bir süre sonra asker geri çekilebilir. Ancak eğer bize askerin şimdi gitmesi gerektiği söylenirse orada dururuz."

"İki tarafın özgür iradesiyle bulunacak bir çözüme saygı göstereceklerini ve bu sonucun başarılması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Sonuca ulaşılması için en iyi yol bu formüldür. Biz olumluyuz, bir çözüm için buradayız, bir sonuca ulaşılması yönünde yardım etmek için buradayız ve bunu yapmaya çalışmayı sürdüreceğiz. Çok zaman kaybedildi. Bu kadar zaman kaybedilmesinin yazık olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

"TESPİHTEKİ BONCUKLARIN SAYISI FARKLI"

Aynı habere göre, "fırsat penceresi olarak adlandırdığı şeyin ne zaman kapanacağı" sorusuna karşılık Erdoğan, "Ben çok sabırlıyım ve bu fırsat penceresinin kapanmasını istemeyiz. Bu istediğimiz bir şey değildir, ancak ne kadar süre sabırlı olabiliriz ki? Sizin zamanı hesaplama şekliniz bizimkinden farklı. Sayın Kostas'ın (eski Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis) bana hediye ettiği tespih var ve boncuklarının sayısı farklı. Sizde 21, bizde 33. Böylece sabırlı olmayı tespihin boncuklarıyla sayarsak farklıdır. Ancak biz öyle ya da böyle saymaya devam edeceğiz" diye konuştu.

İki tarafın görüşleri arasındaki uçuruma ilişkin olarak ise Erdoğan, "Bu uçurum büyümeye devam ediyor. Çünkü biz ileriye doğru bir adım atıyoruz, ancak bunun karşılıklı olmadığını görüyoruz. Bu yüzden mesafe büyüyor. Size karşı çok samimi olacağım. Kıbrıs'ı bir barış adası olarak görmeyi çok isteriz. Görmeyi ve yapmayı isteyeceğimiz şey budur. Ayrıntılara takılı kalmamalıyız ve adil bir sonuca ulaşabilmemiz için Kıbrıslı Rumlar da adımlar atmalıdır" dedi.

Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda çok samimi ve açık olduğunun bilindiğini ifade ederek, "gizli ajandası bulunmadığını" söyledi.

Başbakan Erdoğan, ne Kıbrıs yüzünden AB'yi, ne de AB yüzünden Kıbrıs'ı terk edeceğini belirterek, "Bu başka bir gerçek. Şunu da söylememe izin verin: Tahammülün de bir sınırı vardır ve bu sınır sonsuz değildir" ifadesini kullandı.

ALİTHİA GAZETESİ

Rum Alithia gazetesi ise, Başbakan Erdoğan'la söyleşiyi manşetten ve iç sayfalarından, "Haydi şimdi çözelim!.. Erdoğan'ın Kıbrıslılara mesajı: Fırsatı yakalayalım, barış için çalışalım... Gelin, Kıbrıs sorununu şimdi çözelim... Kıbrıs sorununun çözülmesine büyük bir fırsat veriyoruz ve Kıbrıs Rum hükümetinin bunu anlaması gerekir" başlıklarıyla verdi.

Gazete, Başbakan Erdoğan'ın, "ülkesinde Ergenekon süreci olmasına karşın, programında yarım saatlik öngörülen görüşme yerine 1,5 saatini ayırarak Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklere barış ve işbirliği mesajları verdiği" yorumunda bulundu.

DÖRTLÜ GÖRÜŞME ÖNERİSİ

Gazeteye göre Erdoğan, garantiler konusunu İngiltere Başbakanı ve şu anda AB dönem başkanı olan İspanya'nın Başbakanı ile görüştüğünü ifade ederek, İspanya'ya Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının katılacağı dörtlü bir görüşme yapılmasını önerdiğini açıkladı.

Erdoğan, böyle bir görüşmeden daha hızlı ve olumlu sonuç alınmasının olası olduğunu da vurguladı.

TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ

Yunanistan'da yayımlanan Elefterotipiya gazetesi ise, Başbakan Erdoğan'ın Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'ya olan inancını da dile getirdiğini belirttiği haberinde, Erdoğan'ın, Atina ziyaretinden beklentileri bulunduğunu söylediğini yazdı.

Gazete, Erdoğan'ın, Kıbrıs'ta çözüme ilişkin olarak, "Kıbrıs bir barış ve istikrar adası olursa o zaman yalnız bugün için değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız" dediğini ve Türkiye'nin garantör güç olduğunu, Yunanistan ile işbirliğine her zaman hazır olduğunu vurguladığını duyurdu.

Habere göre Erdoğan, "Ümidimiz, Yunanistan'ın Türkiye ile birlikte bu çabaya faal olarak katılmasıdır. Bu yönde meslektaşıma (Papandreu) çok güveniyorum" diye konuştu.

Erdoğan'ın, eski Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in, kızının düğününde hazır bulunduğunu ve nikah şahidi olduğunu hatırlattığı belirtilen habere göre, Başbakan Erdoğan, Karamanlis'in o sıradaki, "Bundan 10 yıl önce biri çıkıp da Yunan başbakanı, Türk başbakanının çocuğunun düğünü için Türkiye'ye gelecek ve nikah şahidi olacak deseydi inanır mıydınız" yolundaki ifadesini aktardı.

Gazete, Erdoğan'ın, Türk-Yunan ilişkilerinin bugün bulunduğu noktadan daha ileri gitmeleri ve küçük hesaplar yapılmaması gerektiğini söylediğini ve "Gerçekten ilerlememiz gerekli. Büyük yol aldık ve zorluklar aştık, ama daha fazlasını yapmalıyız" dediğini yazdı.