Skip to main content

Kıbrıs’ta çözüm askerin çekilmesini gerektiriyorsa askeri çekeriz | Yeni Volkan Gazetesi

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ardından, Türkiye Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın Rum gazetecilerle İstanbul'da yaptığı görüşme de Rum gazetelerinde geniş yer buldu.

İstanbul Kültür Üniversitesi'nin araştırma merkezi "Global Political Trends Center" tarafından organize edilen ve Kıbrıs Türk gazetecilerin de katıldığı toplantıya Rum gazeteciler Makarios Drusiotis (Politis), Katherina İliadi (Alithia) ve Stefanos Evripidu (Cyprus Mail) yanında Güney Kıbrıs-AB Müzakere Grubu Başkanı Takis Hacidimitriu ile EDİ Başkanı Praksula Andoniadu katılmıştı.
ASKERLERİN ÇEKİLMESİ… 
Polis gazetesinde dün yer alan habere göre Türkiye Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Kıbrıs'ta çözüm askerlerin çekilmesini gerektiriyorsa askerleri çekeceklerini" söyledi. 
"Kıbrıs sorununun çözümü durumunda askerin rolünün ne olacağı" sorusuna karşılık Bağış, Türk heyetinin Bürgenstock'ta, Türk asker sayısını 650'ye, Yunan asker sayısını da 950'ye indiren Annan Planı'nı onayladığını anımsattı. Bürgenstock'taki Türk heyetinde orduyu temsilen Deniz Kuvvetlerinden bir üyenin de bulunduğunu ve üstleriyle konuşarak onay aldığını anlatan Bağış, Türk ordusunun zor bir karar olmasına karşın Annan Planı'nı kabul ettiğini söyledi.
Habere göre Bağış, "Kabul edilmiş olsaydı Annan Planı'nın 5. yıldönümünde adadaki asker sayısının sıfırlandırılması için şu anda referandum yapılması mümkün olacaktı" ifadesini de kullandı.
Bağış, askerlerin çekilmesine ilişkin yeni bir referandumla ilgili öngörünün bulunmadığını, bunun ancak tüm tarafların rızasıyla mümkün olduğunu da söyledi. 
“ALTIN FORMÜL TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ”
Kıbrıs'taki güvenlik sorununun Türkiye'nin AB'a katılımıyla ortadan kalkacağını dile getiren Bağış, iki tarafta da korkuların bulunduğunu söyledi.
Bağış, "Eğer Kıbrıslı olsaydım, gerek Türk gerek Rum, Türk Başmüzakerecisinden daha çok Türkiye'nin AB ile olan müzakereleri lehine çalışırdım" şeklinde konuştu. 
Bağış, en iyi çözümün, yani "altın formülün", Türkiye'nin AB'a katılımı olduğunu, çünkü bunun otomatik olarak tüm endişeleri, şüpheleri, korkuları geçersiz hale getireceğini belirtti. 
Bağış, Türkiye'nin AB'a üye olduğu gün herkesin aynı çizgide yaşayacağını, ortak çıkarların bilincinde olunmasının zamanının geldiğini kaydetti. 
Bağış, bakanlığında sadece Türkiye'nin AB ile olan ilişkileriyle ilgili değil, Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Kıbrıs, Türkler ve Yunanlılar ile Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasındaki ilişkilere yönelik anlaşmazlıkların kapatılmasına da çalışıldığını belirtti. 
Zamanın geçmesine karşın iyimser olduğunu, Kıbrıs sorununun çözümü için şu anda bir fırsatın bulunduğunu söyleyen Bağış, Ankara, Atina ve Kıbrıs'taki iki tarafta samimi olarak çözüm isteyen liderler bulunduğunu da ifade etti. 
KIBRIS SORUNU KULLANILIYOR 
Habere göre, Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB üyeliğini istemeyen bazı ülkeler tarafından kullanıldığını, bir çok ülkenin Türkiye'nin katılım sürecini engellemek için Kıbrıs'ın arkasına saklandığını da vurgulayan Bağış, bunun "Kıbrıs sevgisinden" değil, "AB'ın bazı kurucu üyelerinin yeni bir ülkenin Avrupa Parlamentosunda çok sayıda sandalyeye sahip olmasını istememesinden" kaynaklandığını vurguladı. 
Yunanistan ile Türkiye'nin askeri harcamalarına da değinen Bağış, şu ifadeleri kullandı:
"Düşünün ki eğer iki ülke eş zamanlı olarak savunma için çok para harcamayacağına karar verirse; Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs çok parayı tasarruf edecek. Yunanistan deniz altı aldığı zaman Türkiye de deniz altı alıyor. Yunanistan uçak aldığı zaman Türkiye de alıyor. Türkiye tank aldığı zaman Yunanistan da alıyor. Hepsi donanım için harcanıyor. Harcamaları yeni okullar, çocuklarımızı için yeni bilgisayarlar, yeni yollar, havalimanları, hastanelerin inşa edilmesi için ayırsak daha iyi olurdu. Bunlar; insanlarımızın ihtiyacı olduğu şeyler. Uyanmamızın zamanıdır…" 
KUZEY'DEKİ SEÇİMLER 
KKTC'de nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Bağış, "Kuzey'deki seçimlerin bir sorun olduğunu" söyledi. 
Seçimleri Eroğlu'nun kazanması halinde de müzakerelerin süreceğini, ancak durumun "karmaşık hale geleceğini" söyleyen Bağış, Eroğlu'nun aynı düzeydeki bilgi ve tecrübeye sahip olmasının, ayrıca Hristofyas'a güvenmesinin zaman alacağını ifade etti.
Bağış, "Eroğlu gerçekten ilerlemeye hazır olduğunda ise, Kuzey'de bir başka seçim olacak ve o zaman da belki olayı öğrenmesi için bir başka lideri bekleyeceğiz" ifadelerini de kullandı.
Nisan ayına kadar Kıbrıs sorununa ilişkin bir sonuç alınması temennisinde bulunan Bağış, iki liderin tüm ayrıntıları, ne yapıp ne yapamayacaklarını, toplumları tarafından neyin kabul edilebilir olduğunu bildiklerini söyledi. 
ERDOĞAN'IN HRİSTOFYAS'LA GÖRÜŞMEMESİNİN NEDENİ… 
TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile Kıbrıs sorununu ele almak için görüşmeyi kabul etmemesinin nedeninin sorulması üzerine ise Bağış, "Bu güzel adada güneş her sabah doğduğu zaman iki farklı Cumhurbaşkanının (başkanın) faaliyet gösterdiği iki farklı hükümet, iki farklı demokrasi, iki farklı parlamento, iki farklı eğitim sistemi doğar. Bu bir gerçektir" diye konuştu.
Bağış, iki Cumhurbaşkanı'na atıfta bulunduğunu, çünkü bunların seçimle geldiğini de söyledi. 
Bağış, "Seçilmiş liderler… Türkiye ve Yunanistan'dan atanmadılar, halkları tarafından seçildiler. Bu nedenle onların eşit olarak karşılanması gerekir" dedi. 
ALİTHİA'DAKİ AÇIKLAMALARI 
Alithia'ya göre de Bağış, Türkiye'nin Annan Planı'na onayını, Türkiye'nin NATO'ya katılma kararının ardından Türk dış politikası tarihindeki en büyük düzenleme olarak ifade etti. 
Ankara Protokolüne ilişkin olarak da Bağış, AB'ın sözünü tutması ve doğrudan ticaret için verdiği sözü hayata geçirmesi halinde Türkiye'nin limanlarını ve havalimanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmaktan mutlu olacağını yineledi. 
Birçok ülkenin Tayvan'ı tanımadığını ancak bu ülkeyle ticari ilişkiye sahip olduğunu ifade eden Bağış, AB'ın belirli ülkelerinin doğrudan ticaret yapabileceğini, Ercan'a veya Kuzey Kıbrıs'a uçuş gerçekleştirebileceğini belirtti. 
Bağış, Türkiye'nin limanları açmasının tanıma anlamına gelmeyeceğini, limanların zaten 1987'ye kadar açık olduğunu da anımsattı.
"KIBRIS SORUNU ÜYELİK SÜRECİNDE ENGEL" 
Egemen Bağış, Kıbrıs sorununun AB üyelik sürecinde engel teşkil ettiğini, bununla birlikte Kıbrıs sorunun Türkiye'de herhangi bir politikacı tarafından sadece AB için kurban edileceğinin beklenmemesi gereken hassas bir konu olduğunu da belirtti. 
TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk-Yunan ilişkilerini güçlendirmeye çaba gösterdiğini ve birçok şeyin başarıldığını söyleyen Bağış, Kardak krizine ve Ege'deki bir kaç metre için savaşın eşiğine gelindiğine atıf yaptı.
Bağış, o zamandan bugüne kadar Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin vardığı noktanın kendi başına büyük bir başarı olduğunu belirtti. Hava koridorlarının 2'den 11'e çıkması, çifte vergilendirmeden kaçınılması için anlaşma imzalanması, her iki taraftaki özel sektörden yatırımcıların cesaretlendirilmesi, Yunanistan Ulusal Bankası'nın Türkiye'ye gelmesini örnek gösteren Bağış, Türk şirketlerinin Atina'da Türk lokantaları açtığını ve baklava sattığını da söyledi. 
Yorgos Papandreu'nun seçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Bağış, Kıbrıs sorununa sağlanacak çözümün er ya da geç Türkiye'yi AB'a iteceğini de belirtti. 
Bunun büyük bir çözüm olacağını dile getiren Bağış, nisan ayına kadar sonucun olacağını umut ettiğini, halâ daha ümide sahip olduğunu, olmazsa şahsen kendisinin "müzakereleri sürdüreceğine yönelik sözlerini tutması için Eroğlu'na baskı yapacağı teminatında bulundu". 
TÜRKİYE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR 
Egemen Bağış, Afganistan-Pakistan, Bosna-Sırbistan, Rusya-Gürcistan, Filistin, İsrail, Suriye arasında arabuluculuk yaparak önemli bir rol oynadığını da söyledi. 
Tüm bu uluslararası anlaşmazlıklara çözümler bulmaya çalışırken, Kıbrıs sorunu çözememelerinin utanç olduğunu belirten Bağış, ancak tango için iki kişiye gereksinim olduğunu, herkesin Başbakan Erdoğan'ın "bir adım önde" şeklindeki tezine bağlı olduğunu bildiğini de ifade etti. 
Cumhurbaşkanı Talat'ın yeniden ret edilen yeni önerilerle geldiğini de anımsatan Bağış, şu anda yeni bir dönemeçte olduklarını belirtti. 
TAM DESTEK
Bağış, Cumhurbaşkanı Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın bulacakları ve halklarını ikna edecekleri bir çözüme Türkiye'nin, siyasi eşitliğe dayalı olması önkoşuluyla tam destek vereceğini söyledi. 
Bağış, "Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların kabul etmesi mümkün herhangi bir çözümde Türkiye orda olacak" dedi. 
TÜRKİYE SÖZLERİNİ TUTAR 
Egemen Bağış, Hristofyas ile görüşme yapılıp yapılmayacağı şeklinde yinelenen soru üzerine, "Kıbrıs'taki iki toplum lideri dönüşümlü başkanlık konusunda anlaşmaya varırsa, o zaman Başkan ve Başkan Yardımcısı ile ayrı ayrı görüşülmesinde herhangi bir sorun olmaz" ifadelerini de kullandı.
Adada daimi bir çözümle ilgili net bir belirti olması durumunda, Türk ordusunun ne kararı bloke edeceğini, ne de çözümü engelleyeceğini söyleyen Bağış, Türk ordusunun geçici çözümü değil, daimi bir çözümün ve sürekliliğin olacağının teyit edilmesini istediğini belirtti. 
Bağış, "şu anki bir fırsatın kaybedilmesi durumunda başka bir çabanın ne kadar zaman alacağını bilmediğini" de ekledi.