Türkiye, artık her istenileni yapmayacak | Yeni Şafak
Fransız Le Monde Diplomatique dergisinde Mensur Akgün imzasıyla yayımlanan makalede, son dönemde "Türkiye'nin ekseninin kaydığı" yönündeki tartışmaya yer verildi.
Yazıda, bir süredir ekseni kaymakla suçlanan Türkiye'nin güveninin son dönemdeki girişimleri nedeniyle arttığı, bundan sonra dış politikada daha bağımsız hareket edeceğinin aşikar olduğu ve gerekirse kendi çıkarlarını, geleneksel müttefiklerinden ayrı tanımlayacağı belirtildi.
Akgün, 9 Temmuz tarihli yazısında, Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi AB ve ABD'den gelen tek taraflı taleplere daha az açık olacağını ifade ederek, "Kısacası, Türkiye bundan böyle kendisinden her isteneni yapmayacak" yorumunu yaptı.
Bu durumun, Batı'ya duyulan herhangi bir düşmanlıktan ziyade uluslararası politikaların değişen dinamikleriyle ilgili olduğu ifade edilen yazıda, "Soğuk Savaş, 20 yıl önce sona erdi ve Türkiye'nin ittifak ortağı olarak rolünün doğası açıkça değişti" denildi.
Yazıda, Türkiye'yi eksen kaymasıyla suçlayanların, küresel politikaların dönüşümünü, bu değerler ve (ideolojik) eğilimlerle karıştırdığı, bu noktada eksen kayması meselesinin bir tehdit olarak algılandığı vurgulanırken, öte yandan Türkiye'nin sadece, 1839 yılında Tanzimat reformlarının yapıldığı dönemde baş gösteren değerler ve genel eğilimleri sürdürdüğü kaydedildi.
Değişim içinde olduğu şüphe götürmeyen Türkiye'nin kendi tarihiyle her ne kadar yavaş da olsa uzlaştığı, özellikle Ermenistan dahil olmak üzere komşularla normalleşme sürecinin uygulamaya koyulduğu, demokratikleştiği ve insan haklarına daha fazla saygı gösterildiği ifade edilirken, bunun her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmediği, ancak genel gidişatın, iç ve dış politikada daha demokratik ve çoğulcu bir Türkiye olduğu dile getirildi.
Yazıda, "Demokratikleşmeyi, Kürt sorununa bir çare gibi önermek bir eksen değişikliğini mi? Ya da Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek için adımlar atmak veya geleneksel husumeti sona erdirmek için Kuzey Irak'a resmi ziyarette bulunmak mı? Veyahut Kıbrıs meselesinin, BM parametreleri temelinde çözümünü desteklemek mi ya da Ege'deki sorunları çözmek için tekliflerde bulunmak mı?" soruları soruldu.
Buna, Türkiye'nin Orta Doğu ve Arap dünyasıyla ilişkileri derinleştirerek, eksen kaydırdığı yanıtının verilebileceği, ancak aynı şeyin Fransa için de söylenebileceği ifade edilen yazıda, "Başbakan (Nicholas) Sarkozy, bu ülkelerden binlerce mil uzakta olmasına rağmen Suriye'nin İsrail ile sorunlarını çözmeye çalışıyor" denildi.
Mensur Akgün, yazısında Türkiye'nin neden kendi komşusu Orta Doğu'daki sorunları çözmede olumlu rol oynamayacağını, yakın tarihi ve kültürel bağları olan bu ülkelerle yatırım, turizm ve ticaretten neden para kazanamayacağını ve neden bu ülkelerle ilişkilerini geliştiremeyeceğini sorarak, "Eksen kayması suçlamasının Batı karşısında duyulan aşağılık kompleksiyle ilişkisi olabilir mi?" sorusunu gündeme getirdi ve böyle korkuların, Türkiye'de meydana gelen gerçek dönüşümü anlamaya çalışanların önüne engeller çıkardığını ifade etti.
Bazılarının hala Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve onun sözde gizli İslamcı amaçlarının, Türkiye'yi AB'den uzaklaştırdığına ve Türkiye'yi bir İslam ülkesine dönüştürdüğüne inandığı belirtilen yazıda, "Türkiye eksenini değiştirmiyor, her geçen gün daha "batılı" oluyor. Tek fark, daha kendine güvenli olması, takip ettiği politikaların doğru olması, girişimleri için saygı uyandırması" ifadesi yer aldı.
Akgün, "Öyleyse ekseni değişen kim? Cevap, ne yazık ki, Avrupa'nınki, özellikle AB'ninki. AB, kendi değerlerinden uzaklaşıyor, asılsız korkuları yüzünden temel ilkelerini kurban ediyor ve Türkiye'ye geldiğinde sözlerini unutuyor" diye yazdı.
Akgün ayrıca, Türkiye'nin kendi bölgesinde barış ve istikrar gücü ve dünya politikalarında bir aktör olarak potansiyelinin daha farkına vardığını, bunun bazılarını huzursuz ettiğini, ancak istikrar sahalarının genişletilmesiyle ve sorunların barışçıl yollardan çözülmesiyle ilgilenenlerin, Türkiye'nin bölgesinin ihtiyaç duyduğu vizyona sahip olduğuna itibar edeceklerine inandığını yazdı.
For reading the article in original newspaper click here.