İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) ile değişen İKÜ gündemine ilişkin bir mesaj yayınladı.

Sevgili Kültür Ailem,

2020/21 Bahar Yarıyılına başladık. 15 Şubat itibarıyla öğrencilerimize, yeniden merhaba dedik. İşimiz gereği gündemimiz daima gençler oldu. Ancak son bir aydır medyada üniversite gençliğinin beklentilerini, hayallerini, yaşama karşı geliştirdikleri tavrı ve duruşu dikkatle izliyor; geleceğimiz olan Z kuşağına güveniyorum.

Ülkenin ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olacak gençlerin yaşamı, tüm lezzeti ve eziyetiyle keşfettikleri ilk adrestir üniversite. Aykırıyı düşünme yeridir. Doğası gereği gençliğin ruhuyla da benzer bir tavrı vardır üniversitelerin, daha doğrusu olması beklenir. Ezber bozar, bildiğini savunur, düşünür, sorgular, eleştirir, araştırır, meraklıdır. Üniversiteden beklenen eğitim ve araştırma kadar cinsiyet, dil, din, ırk, etnik köken, sosyo-ekonomik durum gözetmeden, öğrencilerini, gençleri yaşam tercihlerine ve yönelimlerine bakmaksızın koruması, sevmesi ve kucaklamasıdır. 

Geçtiğimiz yıl, iletişim çalışmasında ‘Kültür Özgürlüktür’ söylemiyle, adaylara seslenmiştik. Bu mesaj, bir iletişim söyleminden çok aile olarak sahiplendiğimiz ve içselleştirdiğimiz bir Kültür felsefesidir. Bu noktada, ilke ve devrimlerini rehber edindiğimiz Atatürk’ün “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller bekler” özdeyişini daima anımsayarak emek veren, özgürlük felsefesini içselleştirerek öğrencilerine hissettiren tüm Kültür Ailesi mensuplarına çok teşekkür ediyorum.

Sevgili Kültür Ailem,

Pandemi bize iki gerçeği öğretti: Yüz yüze eğitimin değeri ve uzaktan öğretimin artık yaşamın kalıcı bir parçası olacağı. Biz de bu farkındalıkla tüm olasılıkları hesaba katarak hazırlıklarımızı yaptık. Dekanlarımızla yaptığımız toplantıda Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Nazif Ekin Akalan, önümüzdeki 5 haftanın COVID-19 mutasyonu noktasında belirleyici olduğunu söyledi. Tedbiri elden bırakmadan özellikle kampüs içi çalışmalarımızda maske, mesafe ve hijyen kuralına hassasiyetle uyulmasını; Sağlık Birimimizin yönlendirmelerinin dikkatle takip edilmesini önemle rica ediyorum.

Bahar yarıyılına ilişkin alınacak karar hangi yönde olursa olsun; hizmetlerimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak imkânlarımız var. Kampüslerimizin hijyen şartları düzenli olarak takip ediliyor. Olası bir durumda Hibrid eğitim planlamalarımızı fakültelerimizle yaparak öğrencilerimizle paylaştık. Amfilerimiz bu kapsamda geliştirildi ve geliştirilmeye devam edecek. Ek olarak öğrenciyle etkileşimi en üst düzeyde sağlayacak yeni dijital projelerin hazırlığı içindeyiz. Bu noktada ihtiyacımız olan; paylaşılan değerler, ortak çaba ve her senaryoda çevik olabilmek.

Pandemi ile birlikte neredeyse bir yıldır uzaktan eğitim alan öğrencilerimizin ihtiyaçlarını gözeterek destekleyici yeni eylemler şu aşamada büyük önem taşıyor. Özellikle de birinci ve dördüncü sınıflarımızın öğrenme ihtiyaçlarını özel olarak dikkate almak hepimizin sorumluluğu. Bu kapsamda, Hukuk Fakültemiz dikkate değer bir girişim başlattı. Tüm sınıflar özelinde bu yaz eğitim takviyesi adını verdikleri bu uygulama, öğrencilerimizin pandemi dönemindeki diyalog ve eğitim gereksinimlerine etkili bir dokunuş niteliğinde. Ek olarak yine tüm öğrencilerimize açık, hukuk alanında farklı başlıklarda okuryazarlık projelerini de bahar yarıyılında devreye alacak. Dekanımız Prof. Dr. Dr. h.c. mult. Bahri Öztürk ve Fakültemizin akademik kadrosuna başarılar diliyorum.  Bu kapsamdaki öğrenme girişimlerinin, sonuçlarıyla hepimiz için ilham verici olacağını düşünüyorum.

Sevgili Kültür Ailem,

Her şeyi yeniden ele almak gerektiği bir zaman dilimindeyiz. Daha önce öğrendiğimiz, kabul ettiğimiz pek çok doğru değişti. Pandemi öncesinde ‘her problemin bir çözümü var’ derdik. Şimdi her çözümün belli bir problem setini, sorgulamaları, riskleri beraberinde getirdiği tartışmaların içindeyiz.

Yıkıcı yenilik olarak ifade edilen, değişimi sağlayacak eylemlere ihtiyacımız var. Yeni beceri setleri, yeni öğrenme modelleri, yeni ortaklıklar, yeni müfredat… Bunu yaparken, proje bazlı öğrenme, sorun çözme, disiplinler arası çalışma ve iş birliklerini devreye almalıyız. Veriyi ve sezgilerimizi eşgüdümlü kullanma becerisini kazanmalı, ortak aklın değerine inanmalıyız. Rollerimizi, kurallarımızı, gerçeklerimizi, bilgimizi, deneyimlerimizi özetle bizi biz yapan her şeyi yeniden gözden geçirmekte fayda var…

Başarabileceğimize hiç şüphem yok. Yeni akademik dönemin hepimiz için sağlıkla ve başarıyla geçmesini diliyorum.

Dostlukla,
Dr. Bahar Akıngüç Günver
Mütevelli Heyet Başkanı

Hürriyet Gazetesi Eğitim Servis Müdürü Nuran Çakmakçı’nın “Üniversiteler baharda açılır mı?” başlıklı haberinde, Mütevelli Heyet Başkanımız Dr. Bahar Akıngüç Günver ile Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Güzel’in fikirlerine yer verildi.

Üniversiteye hazırlanan gençlerin pandemi nedeniyle önemli bir krizi yönettiklerini kaydeden İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, özellikle burslu okumak isteyen adayların araştırmalarına şimdiden başlamalarını öneriyor.

Pandemi döneminde üniversite adaylarının, çok önemli bir kriz deneyimi kazandıklarına dikkati çeken İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, gençlerin dijitalleşmeyle birlikte üniversite araştırmalarına da şimdiden zaman ayırmaları gerektiğini söyledi. Adayların okumak istedikleri bölüm, program ve olanaklar hakkında üniversitelerle temasa geçmelerini öneren Rektörümüz Prof. Dr. Güzel özellikle burslu okumak isteyen öğrenciler için şu mesajları verdi: “Başarı bursu, yabancı dil hazırlık, spor, yüksek lisansa devam gibi farklı kriterlere göre alınan pek çok burs çeşidi var. Burada ailelerin ve öğrencilerin de burs kavramını doğru yorumlamaları önemli. Burs genelde yalnızca ekonomik bir imkân olarak değerlendiriliyor. Oysa burs sağladığı maddi olanakların yanı sıra öğrencinin gelecekte sergileyeceği başarının da bir teminatıdır. Üniversite eğitiminde burslu okuyan gençler eğitimleri süresince, proje geliştirme, inovatif düşünce, akademik ve bilimsel girişimlerde de aktif rol oynuyorlar.”

Prof. Dr. Erhan Güzel’in burslu okumak isteyen adaylara tavsiyelerine şu sözlerle devam etti: “Bir kriz döneminde önemli bir sınava hazırlanıyorsunuz. Ancak bu krizden, doğru bir gelecek stratejisiyle güçlenerek çıkabilirsiniz. Öncelikle kendi yaşamınız için araştırmacı olun. İdealinizdeki bölümde okumak için üniversitenin genel ve özel burs programlarını araştırın. Burs araştırması bir öğrenci için profesyonel yaşamın ilk provasıdır.”  

Bireysel Yetkinlik ve Mesleki Yatkınlık Bazlı Burs Modelleri  

Eğitimde fırsat eşitliğini desteklediklerini ifade eden Prof. Dr. Erhan Güzel'e göre girişimci, yenilikçi fikirleri olan gençler için burs olanaklarının yolu her zaman açık. Rektörümüz, üniversitelerin bireysel yetkinlik ve mesleki yatkınlığa dayanan burs kabul programları hakkında da şu mesajları verdi: “Her vakıf üniversitesinde öğrencinin ilgisine ve ihtiyaçlarına göre tasarlanan burslar var. İlk tercih indirimi, sınav başarısı, not ortalaması, sporda başarı gibi… Bu burslar genelde tercih dönemi sırasında ya da öğrenci üniversiteye başladıktan sonra oluyor. Ancak alternatif burs olanakları da var. Öğrenciler üniversitelerin burs modellerini, sürelerini, yaklaşımlarını mutlaka araştırmalı. Örneğin İstanbul Kültür Üniversitesi olarak, adaylara tercihlerinden hatta YKS’den önce kendilerini, projelerini ifade edebilecekleri We Accept isimli bir sistem oluşturduk. 2 yılda 50 binin üstünde başvuru aldık. Bin öğrencimiz şu anda çeşitli oranlarda burslu okuyor. 7 yıl kesintisiz. Başvuruları dijital yapılıyor. Adaylar formlarını doldurduktan sonra hedefledikleri bölümün akademik kadrosu tarafından mülakata çağırılıyor. 2021 adayları için de başvurularımız başladı. Mayıs’a kadar 3 başvuru dönemimiz olacak.”

Burslu Kabul Programlarının bir iş ve yaşam simülasyonu olduğunu ifade eden Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Güzel, pandemi döneminde stresli bir eğitim ve sınav hazırlık süreci yaşayan gençlere şu mesajı verdi: “Bu kriz dönemi. Ancak hayallerinizi ertelemeyin. Size sunulan tüm imkânlar konusunda araştırmacı olun. Üniversite, potansiyelinizi ortaya çıkaracak, fikirlerinizi, projelerinizi yaşama geçirecek çok önemli bir deneyim. Şu anda yüz yüze olmasa da üniversitelerin dijital ofislerinden bilgi isteyin, akademisyenlerini araştırın, uzaktan öğretim olanaklarını ve sistemlerini inceleyin, dijital üniversite, diplomayı tamamlayacak sertifika programlarına bakın. Üniversite yeni bir yol ve bu yeni yolda ilerlemek sizin elinizde.”

İstanbul Kültür Üniversitesi’nin (İKÜ) lisans programlarında burslu okuma şansı sunan We Accept’in, 2021 YKS adayları için birinci başvuru dönemi başladı.

2019’dan bu yana binden fazla gence, lisans programlarında çeşitli oranlarda burslu eğitim olanağı sunan We Accept’in birinci dönem başvuruları, 2 Nisan 2021’e kadar https://we-accept.com adresinden yapılabilecek. Sonuçlar 9 Nisan 2021’de açıklanacak.

Üniversitenin burs ödüllü başvuru programı We Accept’in ikinci dönemi 5 Nisan’da üçüncü dönemi ise 31 Mayıs’ta başlayacak. Formların incelenmesi, mülakat ve komisyon değerlendirme olmak üzere üç aşamada gerçekleşecek We Accept başvuru değerlendirme sürecinde; adayların kişilik özellikleri, mesleki yetkinleri, proje önerileri ve referansları da belirleyici olacak. Değerlendirme komisyonuna sunulan başvuru formlarında adayların kişisel verileri gizli tutulacak.

2021 YKS adaylarının başvuru yapabileceği We Accept bursları üniversitenin; hukuk, fen-edebiyat, iktisadi ve idari bilimler, eğitim, sanat ve tasarım, mimarlık, mühendislik, sağlık bilimleri olmak üzere 8 fakültesindeki ücretli kontenjanlar için geçerli olacak. Başvuruların dijital yapıldığı, burs ödüllü programa ilişkin tüm ayrıntılara adaylar https://we-accept.com adresinden erişebilecekler. Her üç öğrenciden ikisinin burs ve indirim olanağıyla yükseköğretim hizmeti aldığı üniversitenin başarı, ilk tercih başta olmak üzere diğer olanakları da aday.iku.edu.tr adresinde yer alıyor.

Koronavirüs salgınının herkesin hayatını olumsuz yönde etkilediğini ve etkilemeye de devam ettiğini belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Melis Seray Özden Yıldırım kriz zamanlarının partner ilişkilerini de olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Koronavirüs salgını ortaya çıktığı günden bu yana çiftler arasındaki özel hayatı derinden sarstı. Pandemi nedeniyle evde uzun süre vakit geçiren çiftler arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı. Bu sebeplerden dolayı boşanma oranlarının arttığını söyleyen Doç. Dr. Melis Seray Özden Yıldırım, “Pandemi döneminde boşanma oranlarında ciddi bir artış olduğunu biliyoruz. Bu artışın sebebi ise genellikle iletişim problemi oluyor” dedi.

“Pandemi Dönemi En Çok Çiftleri Etkiledi”

Pandemi dönemine hazırlıksız yakalandığımızı söyleyen Doç. Dr. Melis Seray Özden Yıldırım, “Bu süreçte insanların en çok karşılaştığı durum belirsizlik. Pandemi gerçeğinden en çok etkilenen ise aileler ve çiftler oldu. Pandemi döneminde ikili ilişkilerin birçoğu ya ayrılıkla sonuçlandı ya da ilişkiler daha da güçlendi. Bu süreci etkileyen en büyük faktör ise kişilerin normal zamanlarda olandan daha fazla süreyle iç içe olması. Çiftlerin aynı ev içerisinde çok uzun süre vakit geçirmesi bazı sorunları ortaya çıkartıyor. Evin içerisinde çiftler birbirleriyle daha uzun süre vakit geçirdikleri zaman eğer aralarında daha önce çözülememiş birtakım sorunlar varsa o sorunlar da gün yüzüne çıkıyor. Bu da çiftler arasında birtakım sürtüşmelere neden oluyor” ifadelerini kullandı.

“Boşanma Sebebi İletişim Problemi”

Pandemi dönemini travmatik bir süreç olarak değerlendirdiklerini belirten Doç. Dr. Melis Seray Özden Yıldırım, “Pandemi döneminin ne zaman biteceği belli değil. Bu sebepten dolayı kişilerde pandeminin ne zaman biteceği ile ilgili kaygılar da var. Pandemi dönemi bireysel olarak psikolojimizi etkilediği için ikili ilişkilerimizi de etkilemeye başlıyor. Yine pandemi döneminde boşanma oranlarında ciddi bir artış olduğunu biliyoruz. Bu artışın sebebi ise genellikle iletişim problemleri oluyor. Yani kişilerin sürekli aynı evin içerisinde olup ben dili yerine sen dilini kullanmaları, birbirleriyle empati yapamamaları, konuşmak yerine birbirlerine küsmeleri bunların hepsi boşanma sürecine giden adımda basamakları oluşturuyor” diye konuştu.

“Kendinize Ufak Alanlar Yaratın”

Çiftlerin aynı ev içerisinde kendilerine ait bir alan yaratmaları gerektiğini vurgulayan hocamız, “Çiftler evin fiziksel ortamı el verdiği müddetçe evin içerisinde kendilerine ait tek başına kalabileceği ufak alanlar, kendilerine ait zaman dilimleri yaratmalı. Kişinin kendine ufak alanlar yaratması karşı cinsten sıkıldığı anlamına gelmez. Aynı zamanda ev ofis ortamında çalışan kişilere iş ve özel hayat ayrımı için de zaman çizelgesi yapmayı öneriyorum” ifadelerini kullandı.

Sürekli sosyal medyayla ilgilenmenin de çiftler arasında tartışmalara neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Melis Seray Özden Yıldırım sözlerine şu şekilde devam etti:

“14 Şubat Sevgililer Günü sevgiyi kutladığımız bir gün. Terapilerimde de en çok çiftler birbirlerine sevgi sözcüğü kullanmamaktan şikayetçi. Çiftler genellikle ‘bana beni sevdiğini hiç söylemiyor’ diyor. O yüzden sevgiyi söylemekte biraz daha bonkör olmalıyız. Partnerimize onu sevdiğimizi söylemeliyiz.”

Türkiye Uzay Programı’nın hedeflerine ulaşmasında yetişmiş insan gücünün çok önemli olduğuna dikkat çeken İKÜ Fizik Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül F. Yelkenci, “Uzay alanında yapılacak çok iş var. Hatta bu kadar çok değişime ve keşfe açık başka bir bilim alanı yok diyebiliriz” dedi.

“Türkiye Hızla İlerlemeler Kaydediyor”

Türk Uzay Ajansı’nın uzay ve akademik astronomik çalışmaları bir çatı altına toplayarak itici güç oluşturacağını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Yelkenci, programın astronomi camiası ve uzay mühendisleri tarafından arzu edilen ve beklenen bir aşama olduğunu söyledi. Türkiye’de uzay çalışmaları yapılabilecek akademik altyapının bulunduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Yelkenci programın hedefine ulaşmasında araştırmacıların teşvik edilmesi ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Ülkemizde hem TÜBİTAK’ın hem üniversitelerin uzay alanında çalışmaları var. Yer gözlem uyduları, astronomik amaçlı bilimsel uydular, uzay havası başlıklarında çalışmalar yapan akademisyenler var. Gözlemevlerimizin proje desteklerini artıracak her girişim araştırmacıları teşvik edecektir. TÜBİTAK Uzay altında ve bazı üniversitelerde projeler çerçevesinde uydu 2020’de başlanan roket denemeleri de çok yeni olmakla birlikte hızla ilerlemeler kaydediliyor. Uydu verileri ile çalışılmaya başlandığında çok daha fazla insan gücü gerekecek. Özetle programın amacına ulaşmasında nitelikli iş gücü ve bu alana ilgi duyan gençlerin desteklenmesi çok önemli.”

“Uzay Hem Bugünün Hem Geleceğin Mesleği”

Uzay alanında farklı bilim dallarının birlikte çalıştığını belirten hocamız, bu alanda kariyer hedefleyen gençlere şunları söyledi: 

“Uzay alanında çalışmak isteyen gençlerin mutlaka astronom olması gerekmiyor. Bu çok yönlü bir saha. Örneğin bir uydu yapımında temel hedeflerin belirlenmesinde ve değerlendirilmesinde astronom, astrofizikçi, fizikçi, fizik mühendisi, jeologlar çalışır. Silikon çipler, devreler gibi uydu elemanlarının yapımında elektrik-elektronik mühendisi, fizik mühendisi, katı hal fizikçileri gibi başka alanlardan da uzmanlar çalışıyor. Uydunun fırlatılması aşamasında uçak ve uzay mühendisi, roket mühendisi, yörünge mekaniği uzmanı, matematikçiler birlikte çalışıyor. Uydu fırlatıldıktan sonar elde edilecek verilerin işlenmesinde, otomatik pipeline hazırlanmasında bilgisayar ve yazılım mühendisleri, matematik-bilgisayar mezunları, veri bilimcileri görev yapar. Sadece uydu değil yapılacak büyük teleskoplar için de mesela optikçi, makina mühendisi gibi teleskobun yapımından ve bakımından anlayacak insan gücü gerekiyor.” 

Türk Uzay Ajansı’nın program açıklanmadan önce de farklı disiplinlerde iş ilanı vermeye başladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Yelkenci, uzayın her zaman bugünün ve geleceğin mesleği olduğuna dikkat çekerek öğrencilere şu önerilerde bulundu:

“Uzay alanında yapılacak çok iş var. Hatta bu kadar çok değişime ve keşfe açık başka bir bilim alanı yok diyebiliriz. Farklı bilim dallarıyla iş birliği içinde olması da bu alandaki kariyer fırsatlarını artırıyor. Arkeoloji ile yeryüzündeki antik kalıntılardaki astronomik bilgileri inceleyen Astroarkeoloji, biyologlarla yer dışı yaşam araştırmaları yapan astrobiyoloji, hatta uzaya çıkan astronot ve uzmanların sağlık problemleri sebebiyle oluşan medikal astronomi diye bir dal bile var. Uzay alanında her gün terabaytlarca gelen gözlem verilerini indirgemek ve kolay işlemek için, bazen de yıldızların iç yapısını veya galaksilerin çarpışmasını anlamak için nümerik simülasyonlar yapmak gerek. Bu iş için süper bilgisayarlar, paralel programlama, dağıtık işleme teknikleri kullanan bilgisayar, yazılım mühendisleri ve veri bilimcileri çalışır. Uzaya merak duyan ve bu alanda kariyer yapmak isteyen gençlere ilk olarak doğru kaynaklardan araştırma yapmalarını öneriyorum. Üniversiteler, uzay ajansları gibi resmi kurumların sunduğu kaynaklara güvensinler.”

Bu Kadar Yatırıma Değer mi?

Uzaya ilişkin eğitimden sanayiye tüm yatırımların orta ve uzun vadede bilime ve ekonomiye katkı sağlayacağına dikkati çeken hocamız, uzay araştırmalarının bugün kullandığımız pek çok ürüne ilham verdiğini belirterek şunları söyledi:

“Bu kadar yatırımı uzaya yapmaya gerek var mı, bize ne sağlayacak soruları da tartışılıyor. Bir uzay projesi farklı bilim insanlarının çalışmasını gerektirir. Sanayi iş birliği yaparak ARGE’yi göze alan yenilikçi teknoloji firmalarını kalkındırır. En önemlisi de her bilimsel proje bir yenisine ilham verir. Örneğin bugün selfie çekebiliyorsak bunu Hubble Uzay Teleskobuna borçluyuz çünkü dijital fotoğraf makinası çipleri CCD’ler ilk kez Hubble uzay teleskobu için geliştirildi ve geliştirilerek cep telefonlarımıza girdi. Bugün kolumuza giydiğimiz sağlığımızı, kalp atışlarımızı, adımlarımızı sayan teknolojiler, uzay istasyonundaki astronot ve uzmanların sağlığını sürekli takip etmek için geliştirilmiş biyosensörlerden doğdu. Borcamlar, teflon tavalar, tükenmez kalemler, ıslak mendiller, bebek bezleri, goretex yağmurluklar, polarlar… Özetle hayatımızda sandığımızdan çok daha fazla uzay var.”

Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Yelkenci Uzay alanındaki çalışmaların gelişmesinde eğitim yatırımlarının da önemli olduğunu belirterek:

“Astronomiye ilişkin farkındalık küçük yaştan itibaren kazandırılmalı. Seneye ülkemizde liselerde zorunlu astronomi dersleri başlayacak. Kültür Üniversitesi olarak tüm öğrencilerimize uzay farkındalığı ve astronomi derslerini sunuyoruz. 3 adet Seçimli Alan Dışı astronomi ve uzay konulu dersimiz var. Bu sene bir yenisini daha Eğitim Fakültesi öğrencilerimiz için açacağız. Sadece kendi üniversitemiz değil hali hazırda görev yapan ama kendini geliştirmek isteyen öğretmenler için de Türk Astronomi Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalarımız bulunuyor. Senede en az 5 çalıştay düzenliyoruz. Ek olarak 2020 senesinde Uzaya ilgi duyan öğretmenler, öğrenciler başta olmak üzere çok geniş kapsamlı bir kitabı AstroBilgi’yi de İKÜ Yayınevi’nden okurlarla buluşturduk.” ifadelerini kullandı.

COVID-19 vakalarına ilişkin verilerle birlikte virüsün mutasyon süreci ve varyant kavramları da kamuoyunda merak uyandırmaya devam ediyor. İKÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Pınar Obakan Yerlikaya, literatürde SARS-COV-2 olarak adlandırılan COVID-19’un insan hücrelerine daha sıkı bağlanmak ve daha kolay çoğalmak için mutasyonlar geçirdiğini söyledi.

Son dönemde, Amerikan Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü direktörü ve immunolog Dr. Anthony Fauci'nin de bulunduğu bir grup bilim insanı, çift maskenin özellikle yeni varyantların da bulaşmasını engellemek için önemli olduğunu belirtti. Çift maske ile virüs geçirgenliğini azaltmamızın mümkün olduğunu belirten Doç. Dr. Pınar Obakan Yerlikaya, çift maske kullanımı hakkında şunları söyledi: “Maskelerin özelliği virüs içeren damlacıkları bloke etmek ve solunum yolumuza girişlerini engellemek. Bu noktada maskede fiziksel bariyer ne kadar fazla olursa o kadar damlacığı bloke edebiliriz. Doğru maskeleri kullanmak da çok önemli. 3 kat içeren cerrahi maskeleri ve N95 maskeleri tercih etmek önemli. Özellikle yeni varyantlara maruz kalmamız söz konusu olduğunda hastalık geliştirme olasılığımız daha da arttığı için çift maske takmak, sosyal mesafeyi korumak, kapalı mekanlara mümkün olduğunca girmemek mutlaka alınması gereken önlemler.

“Mutasyon, virüsü daha güçlü de yapabilir güçsüz de”

Virüs mutasyonu ve varyant kavramlarına da açıklık getiren hocamız, virüslerin herhangi bir konak hücreyi enfekte etmedikleri sürece canlı yapılar olmadıklarını, çoğalmak ve canlı olmak için konak hücreye ihtiyaç duyduklarına işaret etti. Doç. Dr. Pınar Obakan Yerlikaya, Koronavirüs’ün mutasyonu hakkında şunları söyledi: “COVID-19 virüsü çoğalırken yeni oluşan virüslere aktardığı kalıtım materyali RNA. Bu nedenle bir RNA virüsü. Önce insan hücrelerini enfekte ediyor. Sonra protein meydana getirme mekanizmalarını kullanarak virüs RNA'sında kodlanmış proteinleri hücrelerimize yaptırıyor. Yani diğer bir deyişle yeni koronavirüslerin yapım fabrikası bizim hücrelerimiz oluyor.”

RNA virüslerinin DNA virüslerine kıyasla daha çok mutasyon geçirdiklerini kaydeden Doç. Dr. Obakan Yerlikaya, SARS-COV-2’nin insan hücrelerine daha sıkı bağlanmak ve daha kolay çoğalmak için mutasyonlar geçirdiğini belirtti. Doç. Dr. Obakan Yerlikaya mutasyon sürecine ilişkin şunları ekledi: “RNA, DNA'ya benzer olarak nükleik asitler içerir. DNA veya RNA her bölünmede yeniden sentezlenirken, yeni bir hücre veya yeni bir virüs oluşur, mutasyon denilen nükleik asit değişimleri meydana gelir. Bu değişimler virüsleri daha güçlü de kılabilir daha güçsüz de. Güçten kastettiğimiz daha bulaşıcı ya da öldürücü olmaları. Bazı virüslerin konaklarına veya ortamlarına ayak uydururken kısa zamanda adaptasyonlar geliştirdiğini görüyoruz. İşte bu adaptasyonlar da mutasyonlar oluyor.”

S Proteinine Dikkat

Virüslerin bulaştıkça ve yeni konaklara girdikçe mutasyon geçirme oranlarının arttığına dikkati çeken hocamız, COVID-19 ile birlikte en sık duyulan viral varyant kavramına da açıklık getiriyor: “Viral varyant, mutasyon geçirmiş ve ilk ana virüse kıyasla yeni özellikler kazanmış alt tiptir. Örneğin yeni koronavirüsün farklı ülkelerde yeni varyantları olduğunu görüyoruz, yani o ülke nüfusu içinde yeni mutasyonlar ve dolayısı ile yeni varyantlar ortaya çıkıyor. Örneğin SARS-COV-2'nin İngiltere, Güney Afrika ve Nijerya'da varyantları gösterildi. Bunların ortak özelliği, virüsün hücrelerimize bağlanmak için kullandığı S proteinin aminoasitlerinden birinde (Spike protein) bir mutasyon taşıyor olmaları. S protein mutasyonları ile yeni varyantlar hücrelerimize daha sıkıca bağlanabiliyorlar. Böylece daha bulaşıcı ve enfeksiyöz hale geliyorlar. Sevindirici haber ise bu varyantların hastalığın seyri açısından bir değişiklik yaratmıyor olması.”

Türkiye’de rastlanan varyantlar

Ülkeler arası seyahatler ve pandemi koşullarına uyulmaması sonucu bu varyantların da dünyaya yayılmasının söz konusu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Obakan Yerlikaya, mutasyonlarda pandemi önlemlerine uyulmamasının etkili olduğunu belirtiyor. Virüsün mutasyon geçirmesini, daha bulaşıcı ya da daha öldürücü bir hal almasını engellemek için küresel önlemlerin sıkılaştırılması ve bunlara uyulması gerektiğinin altını çizen hocamız, Türkiye'de saptanan İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantlarına ilişkin şunları söyledi: “Daha bulaşıcı olan virüs versiyonu ülkemizde görülmekte. Ayrıca yapılan çeşitli çalışmalarda Türkiye’de de virüsün hem S proteini hem de yapısal olmayan diğer proteinlerini kodlayan RNA dizilerinde mutasyonlar saptandı. Fakat bu mutasyonlar özellikle virüsün bağlanma proteini olan S proteininde İngiltere, Güney Afrika varyantlarında olduğu gibi yapısal bir değişikliğe sebep olmadı. Hem yurt dışından gelen varyantların yayılmasını önlemek hem de Türkiye’de daha bulaşıcı varyantının oluşmamasını sağlamak tüm bireyler sorumluluğunda.”

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, 10 Şubat 2021 Çarşamba günü “Covid-19 ve Yeni Nesil Biyoteknolojik Aşılar” başlıklı webinar düzenledi. Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilen etkinliğe Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan konuşmacı olarak katıldı. Öğrencilerimiz ve mezunlarımızın katıldığı seminerde, tüm dünyayı etkisi altına alan SARS-CoV-2 pandemisine karşı geliştirilen aşıların son durumuna ait güncel bilgiler paylaşıldı. Artan mutasyon oranları göz önünde bulundurulduğunda, yeni aşı üretim stratejileri hakkındaki fikirler tartışıldı.

İKÜ Meslek Yüksekokulu, Dijital Mesleki Eğitim Metodu Çalışma Grubu’nun 5. toplantısını 12 Şubat 2021 Cuma günü üniversitemiz altyapısı ile oluşturulan Hibrit sınıfta gerçekleştirdi. İKÜ MYO Müdürü ve Dijital Eğitim Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici tarafından, “İKÜ-MYO Dijital Mesleki Eğitim” metodu tanımlandı ve alt çalışma gruplarının yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler paylaşıldı.

Toplantıda konuşan Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici, “İKÜ MEAGEM-Mesleki Eğitim Araştırma ve Geliştirme Merkezi”, “İşyerinde Mesleki Eğitim”, “Mesleki Yeterlilik Kurumu”, “MYO Dijital Mesleki Eğitim Metodu Müfredat Çalışmaları”, “2021 Bahar YY MYO Eğitim-Öğretim Uygulama Esasları”, “MYO’da Uygulanan Müdür Ters Mentör Uygulaması ve Öğrenci Temsilci Toplantıları” ve “Yeni Yayınlanacak Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği” konularında yapılan çalışmaları aktardı.

İstanbul Kültür Üniversitesi bünyesinde 9 Kasım 2020 tarihinde kurulan Asimov Teknoloji Kulübü, mühendisliği temel alarak projeler üreten, ürettiği projelerle ulusal ve uluslararası yarışmalara katılmayı amaçlayan bir öğrenci kulübüdür. Bu amaçla yola çıkarak 20 Kasım 2020 tarihinde kulüp bünyesinde, TEKNOFEST tarafından yürütülen “Roket Yarışması”na katılmak için bir roket takımı kuruldu. Roket Takımı’nın Proje ve Kulüp Danışmanı Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ertuğrul Eriş’tir.

TEKNOFEST nedir?

TEKNOFEST, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürütücülüğünde, Türkiye’de milli teknolojinin geliştirilmesi konusunda kritik rol oynayan kuruluşların paydaşlığıyla düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivalidir.

Roket Yarışması nedir?

Yarışmada dört kategori bulunmaktadır;
- Lise Kategorisi (5 bin feet)
- Orta İrtifa Kategorisi (10 bin feet)
- Yüksek İrtifa Kategorisi (20 bin feet)
- Zorlu Görev Kategorisi (10 bin feet)

Yarışma kapsamında takımların, Ön Tasarım Raporu (ÖTR), Kritik Tasarım Raporu (KTR) ,Atış Hazırlık Raporu (AHR) olmak üzere 3 farklı rapor hazırlamaları gerekmektedir. ÖTR değerlendirme sonuçlarına göre bir ön eleme gerçekleşecektir. Maddi destek almaya hak kazanan takımlar ise KTR sonuçlarına göre belirlenecektir. Takımlar tasarımlarını, yarışma başvuru sürecinin sona ermesinin ardından yayınlanacak olan Motor Kataloglarından seçecekleri bir roket motoruna göre yapmaları gerekmektedir.

Roket Yarışması, Tuz Gölü’nde gerçekleştirilecek ve dereceye giren takımlar TEKNOFEST’te açıklanacaktır.

Asimov-X Roket Takımı ve Hedefi

Asimov-X Roket Takımımız, 7 takım üyesinden ve bir takım danışmanından oluşmaktadır. Takımımız ilk olarak takım adı belirleyip, takım logosu oluşturarak işe başlamıştır. Takımımız Orta İrtifa Kategorisinde yarışacaktır. Yaklaşık 2 aylık bir Ar-Ge çalışmasının ardından roketin alt sistemlerinin detayları belirlenip, bilgisayar üzerinden roket oluşumuna başlanmıştır. Takımımız TEKNOFEST’e başvurusunu gerçekleştirmiş, ön eleme raporu olan ön tasarım raporunu hazırlamaktadır. Roket Takımımızın hedefi, tüm raporları başarılı bir şekilde teslim ederek, finalist kalmak ardından roketimizi Tuz Gölü semalarında uçurmaktır. Zor bir süreçte kurulmasına rağmen takımımızın hedefi sadece finalist olmak değil, derece ile ödül alabilmektir. Takımımız bu doğrultuda bir gayretle çalışmalarını sürdürmektedir.

Sponsorlarımıza ve Destekçilerimize

"Bu projede bize yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Ertuğrul Eriş, Dr. Cenk Dinçbakır ve Prof. Dr. Süleyman Hikmet Çağlar hocalarımız ile Kültür Noktası'na teşekkür ederiz. Maddi ve manevi ana sponsorumuz İstanbul Kültür Üniversitesi’ne teşekkür ederiz."

Sosyal Medya Hesaplarımız

Instagram: İKÜ Asimov Teknoloji Kulübü (@ikuasimov)  
Linkedin: https://www.linkedin.com/company/ikuasimov

İstanbul Kültür Üniversitesi Meslek Yüksekokulu (MYO), 12 Şubat 2021 Cuma günü “Dünyada ve Türkiye’de Yatırım Bankacılığı” başlıklı e-seminer düzenledi. Moderatörlüğünü Bankacılık ve Sigortacılık İkinci Öğretim Program Başkanı Öğr. Gör. Ayşegül Berrak Köten’in üstlendiği etkinliğe Citibank Grup Müdürü Alparslan Budak konuk oldu. Yatırım bankacılığı, işletmelerin finansman yöntemleri, şirket değerleme, M&A-birleşme & satın alma, halka arzlar ve sermaye piyasaları gibi konular hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaşan Budak, öğrencilerimizden gelen soruları da yanıtladı.  Alparslan Budak, yatırım bankacılığı ve kurumsal finansman alanında çalışmak isteyen öğrencilerimize tavsiyelerde bulundu.

Kültür Noktası tarafından düzenlenen “Şimdi ve Gelecekte Yaşam Kültürü Akademisi - Başarı Öyküleri Atölyesi”nin üçüncü konuğu Ekolojik Yaşam Uzmanı Erkan Şamcı oldu. 17 Şubat 2021 Çarşamba günü saat 15.00’te Instagram hesabı üzerinden gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlük görevini Kültür Noktası Birim Başkan Yardımcısı Mücella Ezgin üstlendi. Canlı yayına İKÜ akademik ve idari personelinin yanı sıra dış katılımcı da ilgi gösterdi. Şehirde organik yaşam düzeni kurmanın mümkün olup olmadığına dair bilgilerin paylaşıldığı etkinlikte, Erkan Şamcı insan sağlığına, doğaya, tüm canlılara saygılı ve vicdanlı bir yaşam düzeni kurmanın ipuçlarını verdi. Etkinlik, dinleyicilerden gelen soruların cevaplanması ile sona erdi. Etkinliği, Kültür Noktası Instagram hesabından tekrar izleyebilirsiniz.

Öğrenci Yaşam Kariyer Mezun Danışma Birimi (Kültür Noktası) tarafından, her hafta “Kültür Noktası ile Kültür – Sanat Turunda Bu Haftaki Önerilerimiz” paylaşımları yapılmaktadır.

Kültür Noktası'nın bu haftaki önerileri:

Kitap: Malcolm Gladwell - Outliers (Çizginin Dışındakiler)
Belgesel: Kedi
Film: Çılgın Max: Öfkeli Yollar (Mad Max: Fury Road)
Konser: Haluk LEVENT – Moral Konseri
Sanal Müze: Solomon Guggenheim - New York
Sanal müzeyi gezmek için tıklayınız...
Uygulama: TED

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin teşebbüsleri ile kurulan Yetenek Kapısı Platformu üzerinden tüm Türkiye genelindeki iş-staj ilanları ve etkinlikler, Kültür Noktası tarafından İstanbul Kültür Üniversitesi öğrencileri ve mezunları ile paylaşılmaya devam ediyor.

Bu hafta Yetenek Kapısı’nda 14 iş, 3 staj ve 2 etkinlik ilanı öğrenci-mezunlarımıza duyuruldu.

İGA Uçan Fikirler Proje Yarışması: Son başvuru tarihi 28 Şubat 2021.

Detaylı bilgi için… 

Young Executive Academy 2021: Son başvuru tarihi 01 Haziran 2021.

Detaylı bilgi için…

İş ve Staj İlanları

Kültür Noktası, çeşitli firmalardan gelen mailleri değerlendirerek iş ve staj ilanlarını paylaştığı web sayfasına bu hafta 9 ilan daha ekledi. 

Detaylar: https://kulturnoktasi.iku.edu.tr/tr/staj-ilanlari 

Kültür Noktası tarafından Numan Aydınoğlu eğitmenliğinde düzenlenen “Matematik Felsefesi ve Düşünce Atölyesi”nin Bahar Yarıyılı dersleri, 19 Şubat Cuma günü başladı. Bahar döneminin ilk dersine 30 kişi katıldı.

Meslek Yüksekokulu, öğrencileri yarışma ve projelere karşı cesaretlendirmek amacıyla bir webinar düzenleyecek. Koza 2018 finalistlerinden genç Moda Tasarımcısı Seydullah Yılmaz’ın konuşmacı olacağı etkinlik, 20 Şubat Cumartesi günü saat 16.00’da Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

İKÜ Genç TEMA Kulübü, öğrencilere farkındalık kazandırmak amacıyla “Gönüllülük Üzerine” başlıklı webinar düzenleyecek. TEMA Vakfı'ndan Mehmet Alp’ın konuşmacı olacağı etkinlik, 21 Şubat Pazar günü saat 20.00’de @ikugenctemaaa Instagram hesabı üzerinden gerçekleştirilecek.

İnsan Kaynakları Kulübü ile İşletme Yönetimi Programı iş birliğinde, profesyonel özgeçmiş oluşturma ve insan kaynakları süreçleri konularında öğrencileri bilgilendirmek amacıyla “Kariyer.net’le Kariyerine İlk Adım” başlıklı webinar düzenleyecek. Kariyer.net Kariyer Danışmanı Tuba Karadağ İyiokur’un konuşmacı olacağı etkinlik, 22 Şubat Pazartesi günü saat 16.00’da ZOOM üzerinden gerçekleştirilecek.

Kültür Noktası, öğrencilerin kariyer planlama süreçlerine destek olmak amacıyla “Kariyer Günleri” başlıklı webinar düzenleyecek. LC Waikiki İnsan Kaynakları Uzmanı Yeliz Sekizkardeş’in konuşmacı olacağı etkinlik, 23 Şubat Salı günü saat 15.00’te Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

Kültür Noktası, öğrencilerimizin kariyer planlama süreçlerine destek olmak amacıyla “Şimdi ve Gelecekte Yaşam Kültürü Akademisi”ni düzenlemeye devam ediyor. Psikoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Önder Kavakçı’nın “Ruh ve Beden Sağlığı Atölyesi”nde katılımcılarla bir araya geleceği etkinlik, 23 Şubat Salı günü saat 15.00’te Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek. Etkinliğin moderatörlük görevini ise Kültür Noktası İletişim Sorumlusu Doğa Kurtyiğit üstlenecek.

İletişim Sanatları Bölümü, öğrencilerde farkındalık yaratarak mesleki anlamda motive etmek amacıyla “Dijital Mecrada Reklamlarda Başarıya Ulaşmanın Yolu” başlıklı e-seminer düzenleyecek. Krombera Dijital Ajans Direktörü Fatih Dinçel ile Sosyal Medya Grup Direktörü Gizem Erbaş’ın konuşmacı olacakları etkinlik, 24 Şubat Çarşamba günü saat 15.00’te CATS üzerinden gerçekleştirilecek.

Meslek Yüksekokulu, sektörde tercih edilen iletişimci olmak için ajansların öğrencilerden bekledikleri, ajanslardaki işleyiş ve mükemmel bir iletişimci olmak için yetkinlikler gibi konuların aktarılacağı “İletişimde Mükemmeli Yakalamak” başlıklı webinar düzenleyecek. Pozitif Pr Ajansı Kurucusu Serap Durak’ın konuşmacı olacağı etkinlik, 24 Şubat Çarşamba günü saat 18.00’de Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

AGMER ile Yönetim Danışmanları Derneği iş birliğinde, aile işletmelerinin karşılaştıkları sorunların tartışılması amacıyla “Aile Şirketlerinde Geleceğe Dönüşüm” başlıklı webinar düzenlenecek. Birleşik Akıl Ağı Moderatörü Tınaz Titiz, Yönetim Danışmanı Prof. Dr. İlhan Erdoğan ve Hürriyet Gazetesi Yazarı Ergi Şener’in konuşmacı olacakları etkinlik, Dünya Gazetesi Yöneticisi Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde 24 Şubat Çarşamba günü saat 18.00’de Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

İKÜ-KAD, medya tarafından dayatılan güzellik kalıpları karşısında oluşan kaygı konusunda gençleri bilinçlendirmek amacıyla “Medyayı Doğru Okumak: Gençlerde Güzellik ve Kaygı” başlıklı webinar düzenleyecek. Öğr. Gör. Yasemin Alpınar’ın konuşmacı olacağı etkinlik, 25 Şubat Perşembe günü saat 14.00’te CATS üzerinden gerçekleştirilecek.

İKÜ Farkındaysan Kulübü ile Kültür Noktası iş birliğinde, “Sosyal Perspektiften İş Yaşamında Kadın: Dilek Kaya İmamoğlu” başlıklı webinar düzenlenecek. Akademisyen & İlham Veren Kadın Dilek Kaya İmamoğlu’nun konuşmacı olacağı etkinlik, Farkındaysan Kulübü Akademik Danışmanı Ömür Kınay’ın moderatörlüğünde 25 Şubat Perşembe günü saat 14.00’te Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Öğrenci Yaşam, Kariyer ve Mezun Danışma Birimi (Kültür Noktası), düşünülmeyeni düşünerek sorgulamadan sonuca ulaşmanın yollarını tartışmak amacıyla “Matematik Felsefesi ve Düşünce Atölyesi”ni düzenlemeye devam ediyor. Bilişim&Yönetim Danışmanı Numan Aydınoğlu tarafından verilecek eğitim, 26 Şubat Cuma günü 16.00-18.00 saatleri arasında CATS üzerinden gerçekleştirilecek.

Kültür Noktası, özgeçmiş oluşturma konusunda öğrencileri bilgilendirmek amacıyla “CV Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmeli?” başlıklı eğitim düzenleyecek. Kültür Noktası Birim Başkan Yardımcısı Mücella Ezgin tarafından verilecek eğitim, 26 Şubat Cuma günü saat 16.00’da Adobe Connect Sanal Sınıf Uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek.

Kısaca kendinizi anlatır mısınız? 2-3 cümle ile Arş. Gör. Aras Yolusever kimdir?

1993 yılının Eylül ayında İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde doğdum. Her zaman iyi ki İstanbul’da doğmuşum derim, aslında çoğu zaman yeterince hakkını veremediğimi düşünüyorum. Lisans ve yüksek lisansımı İstanbul Kültür Üniversitesi’nde tamamladım. Doktora eğitimimde ise Yıldız Teknik Üniversitesi’ne geçtim.

Kültür Ailesi’ne katılım süreciniz nasıl gelişti?

Kültür Ailem ile henüz 18 yaşımdayken tanıştım. Okulu ziyarete geldiğim ilk günü dün gibi hatırlıyorum. Ataköy yerleşkesinde 4 sene lisans ve 3 sene yüksek lisans olmak üzere 7 sene öğrencilik hayatı yaşadım. Gülerek hatırladığım birçok anıya sahip oldum. 2015 yılında lisans, 2018 yılında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Daha sonra ise İktisat Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 10 senedir bu ailenin bir üyesiyim.

Kitabı okumak için tıklayınız...

Kitabın tam metnini görüntüleyebilmek için Turcademy platformunda kurumsal e-mail adresinizle üyelik gerçekleştirmeniz gerekmektedir.

Not: Erişim linkinden ulaştığınız sayfada tarafınızdan istenen oturum açma bilgileri kurumsal e-mail adresiniz ve ORION şifrenizdir.

Yozgat Bozok Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, "Etkili İletişim, Diksiyon ve Beden Dili Kursu" düzenlenecek.

TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Eğitimi Ana Bilim Dalı, 15-16 Mayıs 2021 tarihlerinde online olarak "Ulusal Sınıf Öğretmenliği Öğrenci Kongresi"ni düzenleyecek.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi bünyesinde yayın hayatına başlayan "Uluslararası Stratejik Boyut Dergisi", uluslararası hakemli, açık erişimli ve yılda iki kez (Nisan ve Ekim) elektronik olarak yayınlanan bir dergidir.

Derginin ilk sayısı 2021 Nisan ayında yayınlanacaktır. Dergide özellikle Stratejik Temalı Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Eğitim Bilimleri, Fen Bilimleri, Filoloji, Güzel Sanatlar, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri temel alanı kapsamında olan "Türkçe" ve "İngilizce" bilimsel makalelere yer verilmektedir.

2021 Nisan sayısı için çalışmaları, 30 Mart 2021 tarihine kadar usadeditor@gmail.com adresine mail olarak gönderebilirsiniz.

Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ersin Kuşdil, "COVİD-19 Pandemisinde Türkiye'de Yaşçılık ve Önyargı Farkındalığı" başlıklı sempozyum düzenleyecek.

Atatürk Üniversitesi, "Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm" çalışmaları kapsamında bünyesinde bulunan tüm bilimsel dergileri Bilimsel Dergiler Koordinatörlüğü çatısı altında topladı. Bugün için ulusal ve uluslararası birçok indekste taranan sağlık bilimleri alanında 9, sosyal bilimler alanında 17, fen bilimleri alanında 12 olmak üzere toplamda 38 bilimsel dergi yayın hayatına devam etmektedir.

Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanlığı ev sahipliğinde, 10-13 Haziran 2021 tarihleri arasında ZOOM platformu üzerinden "20. Uluslararası İşletmecilik Kongresi (20th International Business Congress)" gerçekleştirilecek.