“Çocuklarla İletişim için Görsellerden Yararlanmak Son Derece Önemli” Prof. Dr. Arzu Özen, özel gereksinimli çocukların birbirlerinden çok farklı yetersizlikler gösterebildiklerini ifade ederek, “Çocuklar görme, işitme, davranış problemleri, zihinsel yetersizlik, otizm, spektrum bozukluğu gibi çok farklı yetersizlikler gösterebilirler. Bu örnek daha da artabilir. Her bir yetersizlik grubunun özelliklerini dikkate alarak gerekli müdahalelerin, gerekli davranış şekillerinin gösterilmesi son derece önemlidir. Normal gelişim gösteren çocuklardan yani tipik gelişim gösteren çocuklardan farklı yönergelerin çok daha kısa ve net olarak bu çocuklara verilmesi, onlara dokunulmadan önce belki onlardan izin alınması gibi davranışlarda bulunulmalı. Bu çocuklar daha kendilerini ifade edemedikleri için görsellerden çok yararlanabiliyoruz. Yine bu konuyla ilişkili olarak çocuklarla iletişim için görsellerden yararlanması son derece önemli.” dedi. “Çocuklara Pozitif Ayrımcılık Yapılmalı” Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer ise çocuk haklarının insan haklarından tamamen bağımsız bir kavram olmadığını belirterek şunları ekledi: “Öncelikli olarak her insanın olduğu gibi yaşam, vücut bütünlüğünü koruma gibi haklar çocuklar için de geçerli ama bunun dışında çocuklar özelinde çocukların koruma altına alındığı, bizim de birtakım taraf olduğumuz sözleşmelerle düzenlenen haklar var. Çocuğun da mutlaka birey olarak dikkate alınması, kendisiyle ilgili verilen kararlarda, kendisini ilgilendiren konularda, birey olarak söz hakkının bulunması, onun da fikrine başvurulması bunu algılayabilecek yaştaysa önemli. Deprem üzerinde şunu söyleyebiliriz; uluslararası sözleşmelere taraf olduğumuz için bizim yasal mevzuatımız anayasal güvence altında. Uluslararası hukuk anlamında ve kanunlar bakımından da güvence altına alınmış bir çocuk mevzuatımız var. Bununla ilgili bir sıkıntı yok ama uygulamada problemler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Bu noktada uygulayıcıların hukuk zemininden ayrılmadan, hukuku hukuki kurallara riayet ederek gerçekleştirmeleri durumunda bunu minimuma indirebileceğimizi düşünüyorum. Çocuklarla ilgili olarak en önemli hususlardan bir tanesi tabii ki onlar anlamında bir pozitif ayrımcılık yapılması gerekiyor. Yani örneğin afet durumlarında ilk önce çocukları koruma altına almamız, onların temel ihtiyaçlarını temin etmemiz çok önemli.” |