İKÜ’nün size kattığı şeyler neler? İKÜ’nün bana kattığı şeylerden ilki, sevdiğim işi sevdiğim şekilde yapmamı sağlayan, beni besleyen akademik özgürlüğü sunması. İkincisi ise; güveni, güzellikleri, iyilikleri, zorlukları, başarıları, hayal kırıklıklarımızı kardeş gibi paylaşabildiğim dostlar kazandırması. Yaşamınızın Kültür’lü bölümünde unutamadığınız bir anı var mı? Aslında unutamadığım, hatırladığımda hala duygulandığım iki anım var. Fakülte alışkanlıklarımızdan birisi, çalışma arkadaşlarımızın yüksek lisans, doktora yeterlilik ve doktora tez savunmaları sonrası kutlama yapmaktı. Konu itibarıyla kaynaksız ve oldukça zor bir doktora tez yazım süreci geçirdiğim için olsa gerek, yanılmıyorsam ders saatine tekabül eden 4-5 hocamız haricinde neredeyse tüm fakülte doktoramı kutlamıştık. En kalabalık kutlamalardan birisiydi. O kadar kalabalıktık ki, herkesin yanımda olmasına çok duygulanmıştım. Özel sektörde uzun süre çalışmış, hiyerarşi ve iş yeri kurallarını yakinen yaşamış birisi olarak, iş yerinde aile gibi çalışma koşullarının beni duygulandırması bakımından ikinci anımı da önemserim. Kızım henüz 1.5 yaşındaydı ve o gün kızıma bakacak kimse yoktu. Mecburen fakülteye getirmiştim. İşlerim çok yoğundu, Alyoş’u kısa süreliğine 7. kata Ayşegül’e emanet etmeye çıkarıyordum. Asansörden indim, biraz yürüdüm, diğer asansör de katta durdu. Arkamı döndüğümde Onursal Başkanımız Sayın İnş. Yük. Müh. Fehamettin Akıngüç’ü gördüm. İş saatinde kucağımda çocukla karşılaşmış olunca özel sektör refleksim devreye girdi ve duvarın arkasına saklandım. Fehamettin Bey “Kızım dur nereye götürüyorsun, sevseydik güzel kızını.” diye seslendi. Sohbet ettik, “Demek kızın da Kültür’lü olacak, şimdiden akademi koridorlarında. Bırak rahat dolaşsın çocuk.” dedi. Anlayışı ve tedirginliğimi sezerek beni sakinleştirmesi çok değerliydi. |